Kirkor Apalyan, dünyanın dört bir yanına dağılmış Ermenileri İstanbul merkezinde birleştiriyor. - Gündem
09 Mayıs 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Մարերի / Օր : Ձոպաբեր / Ժամ : Զօրացեալ

Gündem :

24 Ağustos 2014  

Kirkor Apalyan, dünyanın dört bir yanına dağılmış Ermenileri İstanbul merkezinde birleştiriyor. -

Kirkor Apalyan, dünyanın dört bir yanına dağılmış Ermenileri İstanbul merkezinde birleştiriyor. Kirkor Apalyan, dünyanın dört bir yanına dağılmış Ermenileri İstanbul merkezinde birleştiriyor.

Eski dostlar itina ile bulunur

İnternetin iyi taraflarından faydalanarak, birbirinden ayrı düşmüş akrabaları, unutulmuş dostları bulabilmek mümkün. Kirkor Apalyan, dünyanın dört bir yanına dağılmış Ermenileri İstanbul merkezinde birleştiriyor.

Yerinden yurdundan uzak düşünce, insanın gönlüne gurbet tohumları serpilirmiş. İçten içe yaşaran gözyaşları onun toprağına su verir; hüzünle çimlenen o tohumlar, yıllarla birlikte kocaman bir gurbet ağacına dönüşürmüş. Ne zaman memleketi aklına gelince bir insanın o meyve nihayet olgunlaşır, hasret kokusu yayılırmış etrafa; gurbet ağacının meyvesinden yiyenlerin kursağında hüzün tadı kalırmış. Yola düşenin tek tesellisi ise geride kalanlar olurmuş, ya da kalanları tanıyanlar… Şimdi anlatmaya çalışacağımız hikayede Kirkor Apalyan kalanlar rolünü üstleniyor. Yurdunu yuvasını bırakmak zorunda olanlardan değil, her şeye karşı burada yaşamayı tercih edenlerden o… Bir asır evvel İstanbul’a gelip yerleşen ailesi nice acıları ve talihsizlikleri geride bırakıp hayatına devam etmiş. Feleğin dikenli çemberinden geçip, hayata kendi ülkesinde tutunmuş. Şimdi, Şişhane’de kalorifer malzemeleri üreten atölyesinde kendi yağında kavruluyor. Bir yandan da tüm dünyadan Ermenilerin memleket hasretine merhem oluyor. Yakın çevresinin tabiriyle “Koko Ağabey”, geç de olsa tanıştığı internet sayesinde dünyanın öteki ucundan insanları buluşturuyor, unutulmuş anıları, hatıraları canlandırıyor.

İstanbul merkezli dost meclisi

Elmadağ’da dünyaya gelir Kirkor Apalyan. Babası işinin ehli bir mücellittir. İlkokulu şimdi kapalı durumdaki Bezazyan Okulu sıralarında bitirir ve daha 13 yaşında cıvata ve rulman işine atılır. Erken yaştaki iş tercübesi, insanlarla olan münasebetlerinde bir kolaylık sağlar ona. Organizasyona yatkın mizacı ile yıllar geçtikçe dost meclislerinin vazgeçilmezi olacaktır. Tüm bunlara Taksimspor ve Şişlispor’daki amatör futbolculuk kariyerini de eklerseniz ne demek istediğimizi daha iyi kavrayacaksınız. Kirkor Apalyan’ın bu toplayıcı ve birleştirici tavrı geç tanıdığı sosyal medyada kendini gösterir hemen. Türkiye’yi birçok nedenle terk etmiş dost, arkadaş ve akrabaları sosyal mecralarda bir araya getirme hedefiyle küçük bir sayfa açar ilk önce. İlk adreste doğup büyüdüğü Elmadağ ve Harbiye’de doğanları bir araya toplar. Grup kısa sürede revaç bulur. Sokak aralarında futbola oynadığı mahalle arkadaşlarını dünyanın öbür ucunda görünce, küllenen bir ateş yeniden yanmaya başlar. Her gelen bir geleni getirir, birbirini yıllar sonra da olsa sanal ortamda bulmanın verdiği coşkuyla eski muhabbetler yeniden alevlenir. Kirkor Apalyan tamamen manevi haz alarak yaptığı bu buluşturma işini biraz daha geliştirir. Yakın ve uzak çevresinden edindiği eski fotoğrafları koyarak anıları tazeler, hasret içindekiler gözyaşlarını tutamaz çoğu vakit. İşte böyle İstanbul’dan dünyayı dolaşacak bir nostalji treni kaldırır adeta. Apalyan diyor ki: “Ben fotoğrafları koydukça, onlarca yorum gelmeye başladı. Duyanlar başkalarını da davet ediyor. Kendi çocukluk, talebelik zamanını görenler şaşırıyor. Eski günleri hatırlattın deyip bana teşekkür ediyorlardı.” Sonra bu silsile gün geçtikçe uzar. Mahallesinden giden Ermenileri Kanada, Amerika, Arjantin, Fransa, İsviçre, Avustralya, Yunanistan gibi ülkelerden bulup bir araya getirmeyi başarmıştır. Bir araya gelen sevdikleri ile bir hatıra tufanı yaşar: “Biri dünyanın öbür ucundan mesaj atıyor. Sizin arka mahallede falanca vardı işte onu tanır mısın diye. Ben de tesadüf edip fotoğrafları koyunca sormayın nasıl bir duygu seli akıyor. Ne yaptın Kirkor, bizleri ağlattın, heyecandan elim ayağım titriyor o günlere döndük diyenlerin haddi hesabı yok.”

Sonra muhtelif sayfalar açarak ağlarını genişletir Koko Apalyan. Bezezyan Okulu’ndan mezunları bir araya getirir. Organizesini kendi yaptığı buluşma gününde beklediğinden çok sayıda misafiri olur. Hatta hiç tahmin etmediği birini bulacaktır. “90 yaşındaki öğretmenim bize büyük sürpriz yaptı. Ben koluna girip ikinci kata çıkardığımda, işte o dünyanın dört bir tarafına dağılmış talebeleri gözyaşlarına boğuldu adeta.” diyor gözleri nemlenerek.

Bana dedemin evini gösterin

İstanbul üzerinden başka dünya kentlerine dağılmış Ermeni ve Rumları toplar bu sefer bir diğer sayfada. Çünkü İstanbul’da doğmak ve bu şehrin kültürünü almak bir ayrıcalıktır. Bugün kaybolan İstanbul ağzını, bilgisayarın öte ucundaki beyefendiler ve hanımefendilerde tekrar görür. Dostluğa niyet etmiş herkese açıktır sayfa. Bir defasında Kayserili Ermenilerden kalan taş konakları bulup paylaşır. Bir heyecan tufanı başlar ki sormayın. Zamanında o konağın sahibi olan Ermenilerin torunları kendisine ulaşır. Yine duygu yüklü anlar yaşanır yorumlarda. “İnsanlar atasının yaşadığı yerleri merak ediyor. Çok ziyaret etmek isteyen var ama bırakıp gelemiyorlar ancak bu şekilde az da olsa hasret gideriyorlar.” diyerek vatan hasretinin millet, toprak tanımadığını tasdik ediyor. Diğer yandan ırkçı yorumlar, tahripkar söylemler de eksik olmuyormuş sayfada. Canını sıksa da böyle durumlar, dostluk ve kardeşlik paydasında kurulan bu sanal mahalle huzur her daim sağlanıyormuş. Rahatsızlık verenlere pabuç bırakmadığını ifade ediyor Apalyan. Zira itina ile toplanmış bütün bu insanları terkrar bir araya getirmek kolay değildir. Böyle durumlarda önce “konuşarak dertleşerek yumuşatmaya çalışıyoruz ortamı çoğu kez. Ama dik kafalılık yapıp, hakaret edenlere de hemen güle güle diyoruz.”

Beri taraftan, teknolojinin nimetleriyle tanışmak ona gurbetten teselli çıkarabilmeyi öğretmiş. Mahalle arkadaşları, okul arkadaşları ve meslek arkadaşları derken eski futbolcu dostları da çıkagelmişler. “Zaman zaman öyle bir trafiğe maruz kalıyorum ki, yetişmek mümkün olmuyor” diyor. Zira sayfa yöneticisi gruba katılan hemen herkesi önce kısa bir araştırmaya tabi tutuyor ondan sonra tek tek ‘hoş geldin’ mesajı bırakarak kabul ediyor. Bu mecranın tek amacı varsa o da geriye hoş bir sada bırakmak. Apalyan, nice yeni dostlukların kurulmasını sağlamış. “Mesela Malatya’yı, Kayseri’yi ziyaret etmek isteyenler oluyor. Nasıl ziyaret edelim diye soruyorlar bana. Türk dostlarımız hiçbir karşılık beklemeden misafirlerini ağırlıyor. Anadolu insanı hemen belli ediyor kendini.” diyerek o büyük hislerin yalnız bu coğrafyaya mahsus olduğunu hatırlatıyor. Yeter ki elimizdeki değerlerin kıymetini bilelim, zira tamir etmek zor yıkmak ve parçalamak kolay.

İKİ DEDESİ OSMANLI ASKERİ

Kirkor Apalyan’ın dedeleri öteden beri Türk siyasetine malzeme edilen Ermenilik meselesine başka bir boyut katıyor. Kafalardaki Ermeni imajını kıracak türden ibretli bir hikaye. Anne tarafından olan dedesi I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı saflarında silah altına alınıp savaşırken hayatını kaybetmiş. Yine diğer dedesi ise Osmanlı ordusu adına savaşmış. Fakat onun da Ankara civarında sahip olduğu tarla ve sair mülkler tehcir karaından sonra talan edilmekten kurtulamamış.






Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+