​Ermeni yazar, dilbilimci Sevan Nişanyan, Türkiye`deki hapis ve firar hikayesini yazdı - Gündem
28 Mart 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Արեգ / Օր : Սիմ / Ժամ : Աղջամուղջ

Gündem :

23 Temmuz 2017  

​Ermeni yazar, dilbilimci Sevan Nişanyan, Türkiye`deki hapis ve firar hikayesini yazdı -

​Ermeni yazar, dilbilimci Sevan Nişanyan, Türkiye`deki hapis ve firar hikayesini yazdı ​Ermeni yazar, dilbilimci Sevan Nişanyan, Türkiye`deki hapis ve firar hikayesini yazdı

Türkiye'li Ermeni yazar, dilbilimci Sevan Nişanyan, hapis kaldığı süreci ile firar hikayesini kaleme aldı. Foça Açık Cezaevi’ne hükümlü olarak bulunan Nişanyan, izinli olarak çıktığı cezaevine geri dönmeyerek yurt dışına çıktı. 14 Temmuz’da sosyal medya üzerinden firarını duyuran Nişanyan, “Kuş uçtu. Darısı geride kalan 80 milyonun başına” demişti.

İşte Nişanyan’ın kendi blogunda yayınladığı yazısından bazı alıntılar:

"2 Ocak 2014'te Torbalı Açık Cezaevine girdim. Açık cezaevi nispeten rahattır. Vız gelir diye düşündüm. Bedeli ne? Tüyler ürpertici bir eğitim düzeyine ve onunla orantılı bir ahlak anlayışına sahip birkaç yüz kişiyle diz dize yaşayacaksın. Onlarla yaklaşık aynı nitelikte bir yönetici kadronun tahkir ve tacizine göğüs gereceksin. Tavrım beğenilmedi, yeterince itaatkâr bulunmadı. Şubat ayında kapalı cezaevine sevk edildim.

Önce Buca. Kırk kişilik koğuşlarda yüz yirmi kişi, her an patlamaya hazır bir nefret ve isyan yumağı. Oturacak sandalye yok, kaçacak kuytu köşe yok, yer yatağında üç kişi beş kişi kucak kucağasın. Sonra Şakran. Toplu katliamdan 56 yıl almış Diyarbakırlı bir toprak sahibi ve yardımcısıyla baş başa geçen bir ay.

Temmuz 2014'de Aydın Yenipazar. Tek kişilik ferah bir koğuş verildi. Bilgisayar (haftada beş gün, günde altı saat) hemen halloldu. On dört ay boyunca, bir keşiş azmi ve sükûnetiyle sözlüğümün revizyonuna çalıştım. Yüzlerce Erken Türkçe ve Osmanlıca metni gözden geçirdim, kelime avcılığı yaptım. Türkçenin tarihine ilişkin bir kitabın çatısını çattım. Arada yeni cezalar yağdı, toplam cezam önce on bir, sonra on yedi yıla çıktı.

Ağustos 2015'te, yeniden açık cezaevine çıkma hakkı kazandım. Söke Açık'a geçtim. Kütüphaneyi kurma görevini ben üstlendim. Bahçe ile ilgilendim. Eylül ve Aralıkta iki kez izne çıktım. İkincisinde doğum günümdü; eşe dosta bir parti verelim dedik. Nereden geldiğini bilmediğim bir dansöz belirdi; neden orada olduğunu anlamadığım bir basın fotoğrafçısı deklanşöre davrandı; neden yaşadığına akıl erdiremediğim bir pisliğin gazete köşesinde o resim büyütülerek yayınlandı.

İki üç hafta sonra kütüphanemde bilgisayar başında çalışırken, üç müdür ve yirmi kadar memurdan oluşan bir heyetçe basıldım. Kullandığım internet bağlantısı ele geçirildi. Derhal kapalıya sevk edildim. Yıllarca gün yüzü görememem sonucunu doğuracak disiplin cezaları verildi.

Mart 2016'de Menemen Kapalı'ya sevk edildim. 15 gün hücre cezası yattım. İnanılmaz derecede kalabalık koğuşlarda üç dört ay it kopukla beraber kaldım. Küçük kızım Anahit'e mektuplar şeklinde bir kitap yazdım; o beni iyileştirdi.

Temmuz 2016'daki sözde darbe hadisesinden sonra cezaevlerinde düzen alt üst oldu. Koğuşlar badem bıyıklı, mülayim yüzlü adamlarla dolup taştı. İtin kopuğun çoğu 671 sayılı kararnameyle salıverildi. Kalanlar kasırgaya tutulmuş gibi cezaevinden cezaevine, ilden ile savruldular.

Şubat 2017'de yapılan yönetmelik değişikliğiyle, yıllarca beklemeye gerek kalmadan yeniden açık cezaevine geçme hakkını kazandım. 25 Martta Foça Açık'a geçtim. Öncekilerle kıyaslanmayacak kadar güzel ve rahat bir yerdi. Beni çok ellemediler. Ben de tabii fırsattan istifade etmemezlik etmedim.Ulaşım kolaylığı için bir de bisiklet edindim, sanırım TC tarihinin ilk bisikletli mahkumu olarak kayıtlarda yer aldım.

Sonunda üç buçuk yıl yeter dedik. Bu saçmalığın sonu yok. Günah bizden gitti dedik. Bir gün Foça limanından özgürlüğe yelken açtık. Aslına bakarsanız olayın bu noktaya vardığı daha iki yıl öncesinden belli olmuştu. Aralık 2015'te ben gitmeye hazırdım. Arkadaşlar aman dediler bir delilik yapma, akıllı ol Sevan, az daha sabret, çok acayip hazırlıklar yapmak lazım. Neye? Boşuna. Temel ders hep bildiğiniz gibi: Eylem yapacaksan asla akıllı adamların aklına kulak asma. Eylem için deli olmak lazım. Başını sonunu fazla düşünmemek lazım.

Akıllı arkadaşlarımın hepsine, ve çok akıllı olmayanlarına da, yine de, sonsuza kadar minnettarım. Benim gibi huysuz ve bazen hayli bencil bir adamı üç buçuk yıl boyunca akıl almaz bir özveriyle onlar ayakta tuttular. Allah, yahut her kimse, hapse düşen herkese böyle dostlar nasip etsin".





Bu haber ermenihaber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (ermenihaber) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(ermenihaber). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+