Paşinyan: Tüm uluslararası kurumlar, Dağlık Karabağ`daki etnik temizliği engellemekte başarısız old - Gündem
11 Aralık 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Քաղոց / Օր : Երեզկան / Ժամ : Հոթապեալ

Gündem :

20 Ekim 2023  

Paşinyan: Tüm uluslararası kurumlar, Dağlık Karabağ`daki etnik temizliği engellemekte başarısız old -

Paşinyan: Tüm uluslararası kurumlar, Dağlık Karabağ`daki etnik temizliği engellemekte başarısız old Paşinyan: Tüm uluslararası kurumlar, Dağlık Karabağ`daki etnik temizliği engellemekte başarısız oldu

Ermenistan Başbakanı Paşinyan Brüksel temasları çerçevesinde Avrupa Parlamentosu'nda bir konuşma yaptı. Tüm uluslararası kurumların Dağlık Karabağ'daki etnik temizliği engellemekte başarısız olduğunu söyleyen Paşinyan Avrupa kurumlarına Ermenistan'a'a sığınanları yardım ettikleri için teşekkür etti.

Paşinyan "Ermenistan Cumhuriyeti, Avrupa Birliği'nin mümkün gördüğü ölçüde Avrupa Birliği'ne yakınlaşmaya hazırdır" dedi.

Ermenistan Başbakanı'nın konuşması AP üyeleri tarafından ayakta alkışlandı.

Paşinyan'ın konuşmasının geniş bir özeti şöyle:

Avrupa Parlamentosu'nun Sayın Başkanı, değerli milletvekilleri, değerli katılımcılar.

Avrupa Parlamentosu'nda konuşmak benim için büyük bir onur ve böyle bir fırsat için teşekkür ediyorum. Hükümetimiz ve Ermenistan halkı, Avrupa Parlamentosu'nu, Ermenistan Cumhuriyeti'nin ve Dağlık Karabağ Ermenilerinin başına gelen tüm sorunlarda hakikatin dilini konuşan bir organ olarak kabul etmektedir. Ayrıca hepinize bunun için teşekkür ediyorum, çünkü gerçek güçtür ve sizin oluşturduğunuz o güçten biz de her zaman payımızı aldık.

Demokratik Ermenistan'ın zor sınavlardan geçtiği yaygın bir söylemdir ve gerçek de budur. Ve yine de en büyük gerçek şu ki, Ermenistan'da demokrasi, sadece Ermenistan demokrasisi değil, genel olarak demokrasi de, zorlu sınavlardan geçiyor, çünkü Ermenistan Cumhuriyeti'nde ve dünyanın farklı yerlerinde meydana gelen bir dizi olay, aşağıdaki soruyu doğuruyor: Peki demokrasi güvenliği, barışı, birliği, refahı ve mutluluğu sağlayabiliyor mu?

Ama buraya sormaya gelmedim, cevap vermeye geldim ve cevabım kesinlikle "Evet".

Birçok kişi bugün Ermenistan'ın demokrasi yüzünden acı çektiğini söylüyor. Ancak, Ermenistan Cumhuriyeti, eğer demokratik olmasaydı, son yıllarda başına gelen sorunlar nedeniyle tamamen felç olacak, bağımsızlığını ve egemenliğini kaybedecekti.

Bu, 2020-2021 olaylarıyla kanıtlanmaktadır. 44 gün süren savaşın sonunda, üçlü ateşkes deklarasyonunun imzalanmasının ardından, Ermenistan'ın devlet kurumları aşırı grupların eylemlerine hedef olurken, toplum bölünüp kışkırtıldığında, demokratik olarak oluşturulmuş kurumlar sağlam kaldı. Bu zor durumda Ermenistan'da ifade ve toplanma özgürlüğü kısıtlanmadı, orantısız güç kullanımı yaşanmadı, hukukun üstünlüğü ilkesi küçümsenmedi.

Ve parlamentoda çoğunluğa sahip olmamıza rağmen savaşın ağır sonuçları nedeniyle ortaya çıkan sosyo-psikolojik krizi aşmak için iktidardaki "Sivil Sözleşme" partisi bir karar aldı. Olağanüstü parlamento seçimlerine gittim ve bu amaçla başbakanlık görevimden istifa ettim, hükümet ve parlamento belirlenen prosedüre göre feshedildi.

12 Mayıs 2021'de, yani Meclis'in feshinin hukuken yürürlüğe girmesinden iki gün sonra, Azerbaycan birlikleri Ermenistan sınırını ihlal ederek, Ermenistan'ın egemen topraklarını 4 kilometre derinliğine kadar işgal etti.

Bu durumda Ermenistan'ın güvenlik sistemi sayılan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü ve Ermenistan'a karşı ikili güvenlik yükümlülüğü bulunan ülkeler bize hiçbir şekilde yardımcı olmadı, bizi yalnız bıraktılar.

Parlamento seçimleri öncesinde gerçekleştirilen bu provokasyonun amacı, yaklaşan seçimleri başarısızlığa uğratmak ve Ermenistan devletini felce uğratmak ya da en azından geçici bir hükümet kurulmasını sağlamaktı. Ancak burada, bu ortamda, Ermenistan halkı, Ermenistan'ın bağımsızlığını, egemenliğini ve demokrasisini savunma konusunda dimdik ayakta durabildi ve uluslararası alanda özgür, demokratik, şeffaf ve rekabetçi olarak kabul edilen parlamento seçimleri düzenlendi.

Ermenistan Cumhuriyeti tarihinde ilk kez seçimler iç krizi aşmanın bir yolu haline geldi, yani tam tersi olmadı. Bu, 2018 Kadife Devrimi sonrası ve öncesindeki Ermenistan arasındaki temel farktır. Devrimden önce seçimler, genellikle iç krizlerin nedeni haline gelirken, devrimden sonra seçimler krizi önler veya üstesinden gelir oldu.

Ancak Ermenistan'da demokrasi neredeyse birebir tekrarlanan bir senaryoya göre güçlü darbeler almaya devam ediyor: Dış saldırganlık, ardından Ermenistan'ın müttefiklerinin güvenlik alanında eylemsizliği, savaşın veya insani durumun veya dış güvenlik tehdidinin Ermenistan'ın demokrasisini ve egemenliğini yıkmak için kullanılmaya kalkışılması.

2020'den bu yana bu tür durumları defalarca yaşadık, bunların en büyüğü Eylül 2022'de Azerbaycan'ın Ermenistan'a düzenlediği ve Ermenistan'ın egemen topraklarının işgaline yol açan geniş çaplı saldırısıydı.

Bu türden en güncel ve en trajik vaka yakın zamanda, Azerbaycan'ın uzun süredir devam ettirdiği etnik temizlik politikasının gereği olarak Dağlık Karabağ'a geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirmesiyle yaşandı. Yüzbinlerce Ermeninin Dağlık Karabağ'dan Ermenistan Cumhuriyeti'ne kaçtığı dönemde, müttefiklerimiz bize yardım etmemekle kalmadı, aynı zamanda Ermenistan'da demokratik yönetimin devrilmesi için iktidar değişikliği yönünde kamuoyuna çağrılarda bulundu.

Ancak Ermenistan Cumhuriyeti hükümeti ve halkı, Dağlık Karabağ'da etnik temizlik mağduru 100.000'den fazla Ermeni'nin kabul edilmesi ve barınması sorununu çözmek için bir araya geldi ve bunu onurlu bir şekilde yaptığımızı belirtmeliyim.

Dağlık Karabağ'dan zorla yerinden edilenlere destek için 100 milyon dolar civarında kaynak ayırmamız gerekiyor.

Dağlık Karabağ Ermenilerinin zorla yerinden edilmesinin neden olduğu insani krizin üstesinden gelmek için halihazırda tahsisat yapmış ve/veya yapmaya devam edecek olan uluslararası ortaklarımıza, AB'ye ve üye devletlere minnettarız.

Avrupa Parlamentosu'nun saygıdeğer başkanı, parlamentonun saygıdeğer üyeleri, değerli katılımcılar,

Yüzlerce uyarıya, Uluslararası Adalet Divanı'nın kararlarına, Avrupa Parlamentosu'nun, AKPM'nin ve tek tek ülke parlamentolarının kararlarına, yürütme organlarının ve uluslararası toplumun çağrılarına rağmen hepimizin Dağlık karabağ Ermenilerine yönelik etnik temizliği engelleyememiş olması üzücü, son derece üzücü.

Ermenistan Hükümeti ve Avrupa Parlamentosu, Dağlık Karabağ'da yaklaşmakta olan etnik temizlik konusunda defalarca uyarıda bulundu; Ermenistan Hükümeti, yasadışı olarak kapatılan Laçin Koridoru'na bir araştırma ekibi gönderilmesi için BM, AGİT ve AB'ye birçok çağrı gönderdi. BM Güvenlik Konseyi'nde konuyla ilgili üç görüşme başlattık ama görüşmelerden pratik bir sonuç çıkmadı ve burada Dağlık Karabağ'ın nüfusu zaten azaldı. Rus barış gücünün eylemsizliği nedeniyle bir hafta içinde 100.000'den fazla Ermeni Dağlık Karabağ'daki evlerini ve yurtlarını terk etti.

Bugün bazıları Dağlık Karabağ Ermenilerinin neden toplu halde evlerini terk ettiklerini anlamadıklarını iddia ediyor. Böyle bir soruyu sormak başlı başına sinizmdir çünkü cevap fazlasıyla açıktır. Azerbaycan, Dağlık Karabağ'da Ermenilerin yaşamını imkansız hale getirme kararını açık ve net bir şekilde ortaya koydu.

Aralık 2022'den bu yana Laçın Koridoru'nun yasadışı ablukası sırasında Dağlık Karabağ Ermenileri gaz, elektrik enerjisi, yakıt, gıda, bebek maması, ilaç, hijyen ve diğer temel ihtiyaç malzemelerinden mahrum bırakılırken, tarımla uğraşan siviller de Azerbaycan silahlı kuvvetleri tarafından hedef alındı.

Aralık 2022'den bu yana Azerbaycan'ın planıyla ilgili onlarca kez uyarıda bulunduk.

2023 yılının Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında böyle bir senaryoyu anlattık, yüksek sesle anlattık. Dağlık Karabağ'da yaşananları kendi adıyla andığı için Avrupa Parlamentosu'na da teşekkür etmeliyim. Bu, vatandaşlığından mahrum bırakılan kişilerin gelecekteki haklarının korunması açısından önemlidir.

Avrupa Parlamentosu'nun saygıdeğer başkanı, parlamentonun saygıdeğer üyeleri, değerli katılımcılar,

Bütün savaşlara, zorluklara, krizlere rağmen Avrupa Parlamentosu'na şu ana mesajla geldim. Bölgemiz Güney Kafkasya'nın barışa ihtiyacı var. Barışa dair fikirlerimizi hiçbir şekilde bölgemizin çıkarlarına karşıt tutmadığımızı özellikle vurgulamak istiyorum. Ve barış inşasını desteklemeyi ana siyasi taahhüdüm olarak görüyorum.

Azerbaycan'la uzun süredir devam eden çatışma, çok sayıda mağdur, kayıp kişi, tutuklu, acı ve çaresizlik göz önüne alındığında böyle bir taahhüdü üstlenmek kolay değil.

Peki barış mümkün mü ve mümkünse nasıl? Ekim ayının başında, Granada'daki Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi öncesinde, barış sürecinde atılım yapmak için ciddi bir fırsat yakaladık ancak Azerbaycan Cumhurbaşkanı ne yazık ki Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi'ne gelmeyi ve teklifi kabul etmeyi reddetti. AB Konseyi Başkanı, Fransa Cumhurbaşkanı, Almanya Şansölyesi ve benimle yapılan ortak açıklamada, Ermenistan ile Azerbaycan arasında barışın ve ilişkilerin tesis edilmesinin ilkeleri dile getirildi. Bu ilke ve içerik hiç de yeni değil ve 6 Ekim 2022'de Prag'da Fransa Cumhurbaşkanı, AB Konseyi Başkanı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı ve benim katıldığım dörtlü toplantının sonuçlarıyla oluştu.

Değerli katılımcılar, bu vesileyle ayrıca bilmeniz gerekenler şunlardır. Bu anlaşmalardan sonra Ermenistan Cumhuriyeti'nin 86 bin 600 kilometrekarelik Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü tanıdığını defalarca kamuoyu önünde teyit ettim ancak Azerbaycan Cumhurbaşkanı böyle bir açıklama yapmadı. Geçtiğimiz günlerde Ermenistan'ın toprak bütünlüğünü tanıdığını açıklamış ancak 29.800 kilometrekare rakamından bahsetmemesi bazı analistlerin Ermenistan'a karşı toprak iddialarını ilerletmek için özel belirsizlikler bıraktığından endişe etmesine neden olmuştur.

Azerbaycan, ayrıca, Sovyetler Birliği'nin en son haritalarını sınırlamaya temel olarak kabul etme konusunda da belirsizlikler sürdürüyor; bu da bazı uzmanların, Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı toprak iddiasında bulunmak ve yeni bir askeri saldırı başlatmak için zemin hazırladığını varsaymalarına neden oluyor.

Azerbaycan sürekli olarak Ermenistan'ın Azerbaycan'a kendi topraklarından geçen bir koridor vermek zorunda olduğu konusunda ısrar ediyor. Koridor, günlük uluslararası konuşmada aşina olduğunuz sözlükte, yalnızca eyaletler arası yollar anlamına gelir. Ancak bölgemizde bir tuhaflık var. 9 Kasım 2020 tarihli üçlü açıklamada "koridor" kelimesi yalnızca Dağlık Karabağ ile Ermenistan arasındaki bağlantıyı sağlaması beklenen Laçin Koridoru için kullanılıyordu. Tuhaf olan şu ki, o belgeye göre Laçin Koridoru sadece bir yol değil, aynı zamanda Azerbaycan'ın kontrolü dışında, barış güçlerinin kontrolünde olması gereken 5 kilometre genişliğinde bir topraktır.

Ermenistan Cumhuriyeti hiçbir zaman, hiçbir yerde, toprakları üzerindeki egemenliğinin ve yargı yetkisinin sınırlandırılmasını kabul etmemiş, böyle bir söz vermemiştir.

Ermenistan ve Azerbaycan, egemenlik ve yargı yetkisi temelinde, yukarıda bahsedilen koridor görüşmeleri olmadan birbirlerine kendi yollarını açmalıdır.

Bu tür çözümler Ermenistan Cumhuriyeti açısından da çok önemli. Çünkü ülkemiz 30 yıldır Azerbaycan ve Türkiye'nin kuşatması altında.

Gördüğünüz gibi Ermenistan'ı bölgede ulaşım iletişiminin açılmasını engellemekle suçlamanın bir anlamı yok ve Bakü'nün bölgede yeni bir savaşı kışkırtmak, Ermenistan'ın yeni topraklarını işgal etmek için koridor konuşmasını manipüle ettiği yönünde analizler var.

Böyle bir şeye izin verilemez. Gördüğünüz gibi yukarıda sayılan ilkelerin tamamı AB Konseyi Başkanı ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın katılımıyla geliştirildi ve üzerinde anlaşmaya varıldı ve biz bu anlaşmaları uygulamaya hazırız. Ayrıca ulaştırma iletişimi açısından, karşılıklılık ilkesi de dahil olmak üzere yukarıda belirtilen ilkelere uyarak, prosedürleri basitleştirmeye hazırız, Azerbaycan mallarının ve Azerbaycanlıların topraklarımızdan geçişinin güvenliğini sağlamaya hazırız. Karşılıklı olarak da, birliklerin 1991 sınırlarına aynı şekilde çekilmesine hazırız, bu da Azerbaycan'ın Ermenistan'ın hiçbir topraklarında askeri olmayacağı, Ermenistan'ın da Azerbaycan'da askeri olmayacağı anlamına gelecektir.

Ve son olarak yıl sonuna kadar Azerbaycan'la barış ve ilişkilerin çözümüne ilişkin anlaşmayı imzalamaya hazırız. Elbette Azerbaycan'ın Granada'daki toplantıya gelmeyi reddetmesi işlerimizi kolaylaştırmadı.

Ama öte yandan bu yıl içerisinde Avrupa Parlamentosu Başkanı'nın da belirttiği gibi Brüksel'de üçlü bir toplantı yapılması konusunda mutabakatımız var ve yukarıda belirtilen ilkeler resmi olarak yeniden teyit edilirse, bir anlaşma imzalanması da çok gerçekçi hale gelecektir. Yıl sonuna kadar Ermenistan ile Azerbaycan arasında barış ve ilişkiler konusunda anlaşma sağlanacak.

Ayrıca tüm tutsakların, tutukluların, tutukluların serbest bırakılması ilkesine de hazırız ve kayıp kişilerin akıbetinin aydınlatılması konusunda da yakın işbirliğine hazırız. Şu anda 1016 Ermenistan vatandaşının kayıp olduğu değerlendiriliyor. Mayın temizleme konusunda işbirliğine hazırız. Şunu vurgulamak isterim ki, 2021 yılında Ermenistan, Dağlık Karabağ'dan tüm mayın tarlası haritalarını Azerbaycan'a devretti. Biz bunu önkoşulsuz, iyi niyetin ifadesi olarak yaptık ama ne yazık ki Azerbaycan bunu barışa yönelik bir adım olarak değil, Ermenistan'a yönelik saldırgan söylemi yoğunlaştırma fırsatı olarak algıladı.

Ancak tüm bunlara rağmen barışa doğru istikrarlı bir şekilde ilerlememiz gerekiyor.

Bunun için siyasi irade gerekiyor ve ben ve Ermeni hükümeti, parlamento çoğunluğunun bu siyasi iradesi var. Öte yandan uluslararası toplum ve Avrupa Birliği, bölgemizdeki ülkeler de bizi desteklemeli, bu fırsatın bizim için, Azerbaycan ve Ermenistan için değerlendirilmesi için elinden geleni yapmalıdır. Ve bu konuda, özellikle daha önce de söylediğim gibi, Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel'in katılımıyla üzerinde anlaşmaya vardığımız ilkelerin uygulanması konusunda sürekli dikkatinizi ve desteğinizi isteyeceğim.

Avrupa Parlamentosu'nun saygıdeğer başkanı, parlamentonun saygıdeğer üyeleri, değerli katılımcılar,

AB-Ermenistan ikili ilişkilerine gelince, AB'nin son yıllarda Ermeni hükümetinin temel reformlarını destekleyen kilit ortak olduğunu vurgulamalıyım. Bu bağlamda reform gündemimizin temel direklerinden biri olan ve aktif olarak uygulanmaya devam eden Kapsamlı ve Genişletilmiş Ortaklık Anlaşması'nın önemini vurgulamanın gerekli olduğunu düşünüyorum.

Bu yılın Şubat ayından bu yana, Ermenistan'ın Azerbaycan ile olan devlet sınırındaki güvenlik durumunu izleyen Avrupa Birliği'nin uzun vadeli sivil misyonu Ermenistan'da faaliyet gösteriyor. Bu, 6 Ekim 2022'de Prag'da yapılan dörtlü toplantıda temelleri atılan, Avrupa Birliği'ni ilk kez Ermenistan'ın güvenlik gündemine sokan en önemli olaydır.

AB'nin desteğiyle demokrasiyi güçlendirmeyi amaçlayan reformlar arasında polis reformlarını da uyguluyoruz.

Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin gündemi aslında çok geniş. Önemli hedefleri istikrarlı ve dengeli ekonomik kalkınma, altyapı modernizasyonu, dijitalleşme ve teknolojik gelişimin yanı sıra AB Ekonomi ve Yatırım Planı kapsamında uygulanan programlara yeni bir ivme ve hacim kazandırılması son derece önemlidir.

Bu yıl 5 Ekim'de Granada'da AB-Ermenistan ilişkileri açısından son derece önemli iki belge kabul edildi. Bunlardan biri Başkan Michel, Başkan Macron, Şansölye Scholz ve benim dörtlü açıklamamız, diğeri ise Başkan von der Leyen ve benim ikili açıklamamız.

Her iki açıklama da Ermenistan Cumhuriyeti'nin ihtiyaçları doğrultusunda AB-Ermenistan ilişkilerinin her boyutta güçlendirilmesini desteklemektedir. AB-Ermenistan ilişkilerini daha da güçlendirmeye kararlıyız . Uzun vadede Avrupa Birliği ve Ermenistan, Kapsamlı ve Genişletilmiş Ortaklık Anlaşmasının tüm potansiyelini açığa çıkarmak için çalışarak ekonomik bağlarını güçlendirmeye kararlıdır.

Bütün bunlara dayanarak değerli katılımcılar, şunu açıkça ve güvenle söyleyebilirim. Ermenistan Cumhuriyeti, Avrupa Birliği'nin mümkün gördüğü ölçüde Avrupa Birliği'ne yakınlaşmaya hazırdır. Başkan von der Leyen ile ortak açıklamamız şöyle: "Bu zor zamanlarda AB ve Ermenistan omuz omuza duruyor."

Omuz omuza durmaya devam edelim. Dediğim gibi demokrasinin barışı, güvenliği, birliği, refahı ve mutluluğu sağlayacağına inanıyorum. Gelin bunu birlikte kanıtlayalım. Yaşasın demokrasi! Teşekkür ederim.






Bu haber ermenihaber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (ermenihaber) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(ermenihaber). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+