Anonim : Tatyos Efendi ve ömrün hâsılası
29 Mart 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Արեգ / Օր : Վարագ / Ժամ : Ճառագայթեալ

Anonim : Tatyos Efendi ve ömrün hâsılası

Anonim

Anonim Tüm yazılarını göster..

23 Aralık 2020  

Tatyos Efendi ve ömrün hâsılası



Ermenilerin sadece severek kullandığı değil, hakkında eserler verdikleri, gelişmesi için emek harcadıkları bir dil Türkçe. Ve ben bu yazıyı yazarken Kemani Tatyos Efendi’nin “Gamzedeyim Deva Bulmam” eserini dinliyorum. Tatyos Efendi’nin yakın dostu Ahmet Rasim Bey’in, "onun ömrünün hâsılasıdır" dediği eserini...

Gamzedeyim devâ bulmam
Garibim bir yuva kurmam
Kaderimdir hep çektiğim
İnlerim hiç rehâ bulmam
Gamzedeyim Deva Bulmam, Tateos Ekserciyan (Kemani Tatyos Efendi)

Geçen hafta bu köşede, Ermenice ve Türkçe iki anadilim arasında zaman zaman yaşadığım gel gitleri, insanın iki dilli olmasını, olabilmesini anlatmıştım. İçimi dökmemin bir sebebi de Türkçe’nin bu coğrafyanın dili olması ve sadece etnik Türklere değil, bu topraklardaki diğer halklara da ait olduğunu, burada yaşayan herkesin anadili olduğuna dikkat çekebilmekti.

Türkler ile Ermeniler arasındaki etkileşim noktalarından en önemlilerinden biri de dil olmuş. Ermeniler, 13. yüzyıldan itibaren Türkçe ile yoğun bir şekilde ilgilenmiş ve eserler vermişler. Bu eserlerin büyük kısmı kabul görmüş, takdirle karşılanmış.

Kısaca, sahaya öncülük yapan çalışmalara imza atan Ermeni Türkologlar bugün hatırlanmıyor olsa da vardılar. Artin Hindoğlu (1780- 1840), Retyos Krikoryan (1819-1904), Bedros Keresteciyan (1840-1909), Bedros Zeki Garbedyan (1871-1937), Mihran Apikyan (1855- 1938) en önemli eser veren öncülerden.

Artin Hindoğlu’nın 1829-39 yılları arasında; Fransızca izahlı Türkçe, Haza Kitab-ı Sarf ve Lügat-ı Türki, Almanca izahlı Türkçe, Hazine-i Lügat (ilk Fransızca-Türkçe ve Türkçe-Fransızca sözlük), Haza Kitab-ı Sarf-ı Türki -Teorik ve Uygulamalı Türkçe Dilbilgisi eserlerini Osmanlı’ya kazandırmış.

Heretik Hoca olarak da bilinen Ermeni dilbilimci Retyos Krikoryan ise, Türkçenin grameri (1868) Arapçanın grameri (1892) Hülasatü’s- Sarf Fransızca kitaplarının yazarı.

İngilizce dışında Arapça ve Farsçayı da iyi bilen Bedraos Keresteciyan, İmparatorluğu’nun ilk özel Türkçe gazetesi olan Tercüman-ı Ahval’de başyazarlık görevinin yanı sıra; Türk Dilinin Bir Etimolojik Sözlüğü İçin Bazı Malzemeler kitabının yazarı. Bu eser, Türkçe’nin ilk etimolojik sözlüğü olarak kabul ediliyor.

Mihrî mahlasıyla tanınan Mihran Apikyan, dili öğretmek/tanıtmak amacıyla 30 eser vermiş. En önemli eserleri: Letâif-i Âsâr Mutavvel Sarf-ı Osmani Tatbikat-ı Münşeat Hemyançe-yi Müntehabat-ı Zeban-ı Farsî, İksir-i Elifba-yı Osmani Muhtasar Sarf-ı Osmani Zübde-i Nahv-ı Osmani.

Hagop Martayan (1895 – 1979), belki bazılarımız için daha tanıdık bir isim. Türk dili üzerine uzmanlaşmış dilbilimci Martayan, Türk Dil Kurumu’nun ilk genel sekreteri olmuş. 1935’de çalışmalarından ötürü Atatürk Martayan’a “Dilâçar” soyadı verdi. Martayan, Ermenice, Türkçe, İngilizce, Yunanca, İspanyolca, Latince, Almanca, Rusça ve Bulgarca bilirdi.

Robert Kolej’den mezun olduktan sonra I. Dünya Savaşı’nda Kafkasya Cephesi’nde subay olarak görev yapan Martayan, sonraki yıllarda, Eski Türkçe, Eski Uygur Türkçesi, dil-tarih ve Türkoloji dersleri de verdi. Latin harfleri ile yeni Türk abecesinin oluşturulmasında önemli rol oynadı.

Dilaçar, Les bases Bio-Psychologiques de la Théorie Güneş Dil (Güneş Dil Teorisi’nin Biyopsikolojik Kökenleri), Azeri Türkçesi, Batı Türkçesi Lehçelerin Yazılma Tarzı, Devlet Dili Olarak Türkçe, Türk Diline Genel Bir Bakış, Türkiye’de Dil Özleşmesi, Anadili İlkeleri adlı eserlerin de yazarıdır.
Dilâçar, Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadının verilmesini öneren üç kişiden biri, hatta birincisi olarak tanınır.

Atatürk’ün logo halini alan, sevenlerinin vücutlarına dövme yaptırdıkları imzanın da yaratıcısı bir Ermeni’dir: Hagop Vahram Çerçiyan.

Hagop Vahram Çerçiyan bugünkü Robert Kolej’de (Boğaziçi Üniversitesi) 55 yıl boyunca öğretmenlik yaptı, 25 bin öğrencisi oldu. Robert Kolej’de matematik ve coğrafya dersleri veren Çerçiyan 1920’li yılların ortalarında ABD’ye giderek Palmer Method Okulu’nda güzel yazı yazma konusunda uzmanlaştı; daha sonra bu konuda Robert Kolej’de dersler verdi.

Çerçiyan’nın öğrencileri Mustafa Kemal, Atatürk soyadını aldıktan sonra ona “güzel bir imza numunesi” armağan etme kararı almış. Karar öğrencileri tarafından Atatürk’ün hususi kalemi vasıtasıyla Boğaziçi’ndeki Bebek semti Komiserliği tarafından babama bildirilmiş.

Hazırladığı 5 imza numunesi arasından Atatürk birini seçer, fakat ne yazık ki belki de yaratıcısı Ermeni olduğu için bu imzanın hikayesi pek de konuşulmaz.

2016 yılında hayatını kaybeden Parseğ Tuğlacıyan (Pars Tuğlacı), yazar, dil ve tarih araştırmacısı idi. Michigan Üniversitesi’nden döndükten sonra 1955’de Gülhane Askeri Tip Akademisi’nde İngilizce öğretmenliği yaptı. Türkçedeki ilk tıp terimleri sözlüğünü hazırladı. İnönü, C. Sunay ve F. Korutür tarafından takdirnamelere layık görüldü. Yurt dışında Türk dili konusunda konferanslar verdi. Türk-Osmanlı tarihi, Türk diliyle ilgili kitaplar, makaleler, sözlük ve ansiklopediler yayınladı. Türkiye Yazarlar Sendikası, Türk Basın Birliği üyesiydi.

Pars Tuğlacı çok eser verdi. İngilizce-Türkçe-İngilizce sözlük, Deyimler sözlüğü, Türkçe-Fransızca sözlük, Türkçe’nin en kapsamlı sözlüklerinden olan ”Okyanus” Ekonomi ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, Tıp Sözlüğü en önemli eserleri oldu.

Türkçe’den Ermenice’ye ticari, mali, ekonomik terimler sözlüğü ve Deyimlerle Türkçe’den Ermenice’ye Güncel Sözlük ile Yetvart Kovan, Ermenice – Türkçe sözlüğü ile Keğam Kerovpyan son 100 yılın önemli isimlerinden oldular.

Türkçe’nin etimolojisi üzerine ilk kapsamlı bilimsel çalışma olan “Sözlerin Soyağacı: Çağdaş Türkçe’nin Etimolojik Sözlüğü, “Adını Unutan Ülke: Türkiye’de adı değiştirilen yerler sözlüğü” ve başta olmak üzere eserler veren “Kelimebaz’ı” ise tanıyoruz: Sevan Nişanyan.

Ermenilerin sadece severek kullandığı değil, hakkında eserler verdikleri, gelişmesi için emek harcadıkları bir dil Türkçe. Ve ben bu yazıyı yazarken Kemani Tatyos Efendi’nin “Gamzedeyim Deva Bulmam” eserini dinliyorum. Tatyos Efendi’nin yakın dostu Ahmet Rasim Bey’in, “onun ömrünün hâsılasıdır” dediği eserini…

1858 yılında İstanbul’da Ortaköy’de doğdu Tatyos Efendi, Ortaköy’deki Ermeni okulunu bitirdi. Zanaatkar olması için bir çilingire daha sonra bir saatçiye çırak olarak verildiyse de, musikiye olan düşkünlüğü onu, dayısı Movses Papazyan’dan Kanun ders almaya itti. Kemanî Kör Sebuh’tan da kanun çalmayı öğrendi. Andon ve Civan kardeşlerden ve Hanende Asdik Ağa’dan musiki dersleri aldı.

Hanende Karakaş, Tanburî Ovakim Kanunî Şemsi gibi sanatkârlarla Galata’daki Pirinççi Gazinosu başta olmak üzere, uzun yıllar fasıllar yönetti. 1913’de, henüz 55 yaşında hayatını kaybeden ve Kadıköy Uzunçayır Ermeni mezarlığına defnedilen Tatyos efendi, bu yazı yazarken beni yalnız bırakmadı kısaca…

Alin Ozinian

+