The Huffington Post ünlü Amerikan gazetesi Ermeni Soykırımını konu alan “The Promise” (Söz) filmi hakkında yayınladığı makalede dünyada tarihi gerçeği kabul edenler ve bunu inkar edenler arasında geçen hatları anlattı.

Gazete “1915-1923 yallarında Osmanlı Hükümeti 1. Dünya Savaşı ile örtülerek kendi topraklarında yaşayan 1.5 milyon Ermeni başta olmak üzere 3 milyon Hristyanı öldürdü. Hristyanlar, çok milletli Osmalı İmparatorluğu’nun daha çok eğitimli ve önde gelen kısımı oluşturuyordu. Bugünkü zengin Türkler’den birçoğunun ilk sermayesi Ermeniler, Rumlar ve Yahudiler'in gasp edilen mal ve mülkleri olmuş” diye yazdı.

Makale yazarları, geçen 100 yıl boyunca Türk Hükümeti’nin o zamanda herhangi bir suç yaşandığını inkar ederek sadece sözde ihanet eden Ermeniler'in faaliyetlerini durdurulduğunu iddia ediyor.

Yazıyada “Türkiye, tazminat ödeme korkusundan veya milliyetçilik ile yersiz etnik gururu yüzünden Soykırım'ın tanınması için yapılan propaganda üzerine onlarca milyon dolar harcıyor. Ancak Polonyalı Yahudi avukat ve hukukçu Rafayel Lemkin için Soykırım sözcüğün kaynağını Ermenilerin akıbetinin oluşturduğunu herkesce biliniyor. ” kaydediyor.

Yazarlar Franz Werfel’in kaleme aldığı ‘Musa Dağ’da 40 Gün’ kitabının üzerine 1940’lı yıllarında ABD’de film çekmesinin, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Munir Erteğen tarafından engellendiğini de hatırlattı.

Bundan 70 yıl sonra 2016 Toronto Film Festivalinde galasını yapan “The Promise” (Söz) filminin çekildiğini söyleyen yazarlar “Bİr gece içinde hiç anlaşılmayan bir şekilde film hakkında 85 bin olumsuz yankı birden ortaya geldi. Bunun Türk örgütleri veya Türkiye gizli servislerinin çalışanları tarafından sahte kullanıcı isimleri kulanarak yapıldığını tahmin edilebilir” yazıyor.

Türkiye’de çoğunluğun gerçek demokrasinin ne olduğunu bilmediğini kaydeden yazı şöyle noktalıyor “Onlar 1915 yılında Ermenilere ne olduğunu gayet iyi biliyor, ancak buna bir önem vermiyorlar”.