Agos Haftalık Ermeni şubesinin yazı işleri müdürü Bagrat Estukyan, Ankara’daki Ermeni mezarlığıyla bağlantılı son saygısızlık vakası, hırsızlık bahanesiyle Ermeni manastırlarının ve tarihi ve kültürel eserlerin yıkılması olayını Sputnik Armenia’da tartıştı.

Surb Prkiç ve Kırk Çocuk Kilisesi yakınlarındaki Ermeni mezarlığına yönelik vandalizmin tezahür etmesini kınayan Bagrat Estukyan, Ermeni ve yabancı mezarların yağmalanması ve hazine davalarının yoğunlaşmasının sadece yakın dönem kronolojisine bağlı olmadığını, uzun bir tarihe sahip olduğunu vurguluyor.

Agos’un editörü, “1915’teki tehcir ve sürgünden önce bile birçok Ermeni mülklerini mezarlıklarda veya kiliselerin temelleri altında tuttu. Bu durum, birçok kişiyi söz konusu yerlerde hazine çalışmaları ve kazılar yapmaya teşvik etti. Bu süreç sonsuza kadar devam ediyor, bu nedenle Ermeni anıtlarının ve mezarlıklarının yıkıldığına dair haberler artık bir sürpriz değil” diyor.

Bagrat Estukyan’a göre, ilgili Türk yetkililer suçluları bulmak ve adalet önüne çıkarmak için aktif adımlar atmıyor, hatta hazine avcıları internet üzerinden bilgi yayıyor, tavsiye veriyor, hazineyi nerede arayacaklarını birbirlerine veriyor. Yeraltında gömülü metal nesnelerin bulunabileceği araçlar için büyük bir talep var. Editöre göre suçluların olay yerinde yakalandığına dair şikayetler olsa bile fark etmez, hafif cezalandırılırlar.

“Türk toplumu her zaman meselenin gizemli yanıyla, hazinelerle ilgili hikayelerle ilgileniyor, ancak Türkler anıtların yok edilmesine kayıtsız. Toplumu inciten tek şey, devlet emriyle 2000’den fazla Ermeni kilisesi yıkılırken, kutsal alanlarına yönelik vandalizmdir ”diyor baş editör.

Estukyan’a göre Türkiye’deki Ermeni toplumunun tek mutluluğu, Garo Paylan gibi her türlü tecavüze karşı sesini yükselten, itirazda bulunan, yetkililere sorular soran veya maalesef pek çok şey boşuna olan bir milletvekilinin mecliste bulunmasıdır.