Anadolu nun ilk boru hattında dogalgaz ya da petrol degil sarap akıyordu. Mardin’de gonullulerin yaptığı bir inceleme sonucu Bağdat’a uzanan topraktan yapılma borular bulundu. İclerindeki siyah maddenin de glikoz olduğu anlasıldı. Mardin yuzyıllardan beri uzum bağlarıyla tanınan bir bolge. Baku-Tiflis-Ceyhan Irak boru hatları tartısıladursun Anadolu’nun ilk boru hattı bulundu. Tabii bu hat ne petrol ne de doğalgaz tasımıs. Bugunku Bağdat’ın 30 kilometre ilerisinden o donemin Babil’ine uzanan boru hattı bolgeye yıllarca sarap akıtmıs. Sekiz bin yıllık tarihi olan Mardin’in Dereici Koyu’nun (eski adıyla Kıllıt) altından gecen tarihi Babil boru hattı’ bağlarda uretilen uzumden yapılan sarapları tasımıs. Mardin’e gonul verenlerin ortak cabasıyla kesfedilen bu hat bazı yerlerde kilometrelerce uzuyor kopuyor sonra yeniden baslıyor. Birkac parcası ortaya cıktığında once bunu arı kovanı sananlar olmus. Ama topraktan yapılma boruların icindeki bulunan siyah madde Berlin’e gonderilip test ettirilmis. Bu maddenin glikoz olduğu kesinlesmis. Hattan tasınanın sarap olduğuna dair ilk bilimsel bulgu boylece ele gecirilmis. simdi Mardinliler uzay haritası cıkartarak bu hattın varlığını bilimsel olarak ortaya koyma cabasındalar. MARDİN’İ YIKAYAN ADAM ANLATIYOR Mardin’in okulundan camiine kilisesine ve tum sokaklarına kadar uc ton ekolojik sabunla yıkanmasını sağlayan Mungan Kultur Sanat Vakfı’nın kurucusu ve Baskanı Mimar Mukremin Mungan antik hattın oykusunu soyle aktarıyor: Mardin’de uzum ezilen yer’ diye antik bir yerlesim merkezi var. O bolgede kilometrelerce uzum bağı bulunuyor. O kadar kucuk bir yerlesim merkezinde bu uzumlerin tuketilmesi ne mumkun ne de akılcı. Bunlar bir sekilde yas veya ezilerek suları cıkarılıp tuketiliyor veya sarap yapılıp bir yerlere akıtılıyordu. Bolgeye gonul veren insanlar kazılan yerlerdeki birbirini izleyen sekiz kilometre sonra on kilometre pismis topraktan yapılma hatlar bulmuslar. Anneleri babaları dedeleri bunu arı kovanı gibi kullanmıslar. Buldukları pismis topraklardaki siyah maddeyi once petrol sanmıslar. Tahlil icin gondermisler. Turkiye’de ve Berlin’de yapılan kimyasal arastırma sonunda bunun glikoz olduğu ortaya cıkmıs. Ama bu calısmalar arkeolojik bir surecin unsuru değil. Oralı bir oğretmen o bolgenin ileri gelenleri bulmus ortaya cıkarmıs. Gonulluler bu hatları belirlediler. Sonra bana gelip Acaba bize onder olabilir misiniz’ diye danıstılar. Biz de Mardin icinde seyahatler yaptık. Bu calısmaların su anda bilimselliği tartısmalı. Ama uzay teknolojisi ile bir yerin bu tip haritalarını cıkarmak mumkun. su anda vakfımız o rakamları odeyecek pozisyonda değil. Onumuzdeki gunlerde bu guce kavustuğu zaman bunu er gec yaptıracağız. Bilimsel verilerle ispatlanmasının ardından Babil Boru Hattı’nı dunyaya duyuracağız.’ İSVEC’TEN MARDİN’E Kıllıt Mardin’de bugun sadece uc ailenin yasadığı bir Suryani koyu. Tarihin en eski Hıristiyan topluluklarından biri olan Suryaniler son on yılda koylerini bırakıp Avrupa’nın cesitli ulkeleriyle İstanbul’a goctuler. Ama binlerce yıllık koylerini kapıları pencereleri oya gibi isli tas evlerini hic unutamadılar. simdi geri donerek evlerini restore ettirmeye basladılar. Esi ile birlikte her yıl İsvec’ten kalkıp koyune gelen Aziz Karademir ile konusuyoruz. Karademir İsvec’te yasıyor. Biri İsvec’in en buyuk havaalanında olmak uzere yedi restoranı var. Biz bu koyde 2.5 aile kaldık’ diyor. Evi restore ettirdik. Her yıl hanımla beraber koyumuze gelip 4 ay kalıyoruz. Bes cocuğum var. Ama onlar buraya gelmiyor. Alanya’da tatil yapıyorlar.’