Basbakana rapor: Azınlıklar bolmez - Haber Arşivi 2001-2011
18 Mayıs 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Մարերի / Օր : Մասիս / Ժամ : Երկրատես

Haber Arşivi 2001-2011 :

17 Ekim 2004  

Basbakana rapor: Azınlıklar bolmez -

Basbakana rapor: Azınlıklar bolmez

Carpıcı sozler: Sevr sendromu bitsin Lozan dogru uygulansın. Tek kulturlu ulus-devlet yerine Turkiyelilik ust kimligi benimsenmeli... Avrupa Birliği (AB) İlerleme Raporu yla yeniden gundeme gelen azınlıklar tartısmasına Basbakanlık İnsan Hakları Danısma Kurulu (BİHKD) da hazırladığı cesur bir raporla katıldı. Olusturulan Azınlık Hakları ve Kulturel Haklar Calısma Grubu nun raporunda Turkiye deki vatandaslık anlayısının gozden gecirilmesi tek kulturlu ulus-devlet modelinin insan haklarını goz ardı eden boyutu yerine cokkulturlu cokkimlikli ozgurlukcu ve coğulcu yeni bir toplum modelinin esas alınması istendi. BİHKD nin Ekim 2004 itibarıyla guncellestirerek kabul ettiği rapor AB nin 6 Ekim de acıkladığı İlerleme Raporu ndaki tespit ve onerilere de cok yakın gorusleri ceriyor. Rapor ozetle soyle: Azınlığı kabul etmek artık sart Turkiye nin bu konudaki sınırlayıcı tutumu dunyadaki kabul goren eğilimlere git gide ters dusmektedir. Artık eğilim bir ulkede azınlık olup olmadığını o ulkeye sormamak ve eğer etnik dilsel dinsel bakımdan farklılık gosteren ve bu farklılığı kimliğinin ayrılmaz parcası sayan gruplar varsa o devlette azınlık bulunduğunu kabul etmek yonundedir. Lozan doğru uygulansın Turkiye Lozan Anlasması nı da gerektiği gibi uygulamamaktadır. Dolayısıyla Turkiye bu kurucu antlasmasının kimi hukumlerini dahi ihlal etmektedir. Değismez madde değisebilir Raporda Turkiye deki azınlık ve kulturel hakları kısıtlayıcı uygulamaların kaynağı olarak Anayasa nın değistirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri arasında yer alan Turkiye devleti ulkesi ve milletiyle bolunmez bir butundur. Dili Turkcedir denilen 3/1 maddesi gosterildi. Soz konusu madde soyle elestirildi: Devletin ulkesiyle bolunmez butunluğu son derece doğal ve butun dunyada tartısmasız kabul edilen bir husustur. Fakat milletin bolunmez butunluğu kavramı milletin tek parca (monolitik) olduğunu soylemektir ki milleti olusturan cesitli altkimliklerin inkârı anlamına gelir dolayısıyla demokrasinin ozune karsıdır. Diğer yandan (Turkiye Devleti nin) dili Turkcedir ibaresini anlamak hepten imkânsızdır cunku devletin dili olmaz. Resmi dili olur ve o ulkedeki yurttaslar devletle iliskilerinde bu resmi dili kullanmanın yanı sıra cesitli diller konusurlar. Bu da doğaldır. Sevr sendromu sona ermeli 1990 ların basında Turkiye nin parcalanma tehlikesiyle karsı karsıya olduğu hususunda bir Sevr Sendromu nun yasandığı bilinmektedir. Fakat boyle bir havanın bugun de ileri surulmesi ve bir paranoya haline gelmis olması rahatsız edici ve milleti zayıflatıcı bir durumdur. Bugun Doğu Karadeniz de bir Pontus devletinin kurulacağından donmelerin Turkiye yi idare ettiğinden Fener Patrikhanesi nin İstanbul da bir tur Vatikan devleti kuracağından soz edenler boyle bir havayı yaratmaya ozen gostermektedir. Bu durum aynı zamanda buyuk Batılı ulkelerin mudahalesini de davet etmekte. Cunku Turkiye nin AB ye girebilmek icin kendi imzasıyla rıza gosterdiği demokrasiye aykırılık olusturmaktadır. Kemalist model geride kaldı Kemalist devrimin yapıldığı 1920 ve 1930 larda doğal olan bu tutum bizzat Mustafa Kemal Ataturk un Muasır medeniyet tezi icabı artık geride kalmıstır. Artık vatandaslık anlayısının yeniden gozden gecirilerek cağdas Avrupa daki cokkimlikli cokkulturlu demokratik ozgurlukcu ve coğulcu bir toplumsal modelin alınması gereklidir hatta zorunludur. Hukuki statu tanınsın Buna gore ozgur bağımsız yaratıcı yetenekleriyle kulturel haklarını rahatca kullanabilen hak ve gorevlerinin bilincinde olan bireylerin sahip bulundukları siyasal ve hukuksal statunun tanımlanması gerekir. Bu ilkelerin uygulanması anlamında: 1) Turkiye Cumhuriyeti Anayasa sı ve ilgili yasalar; ozgurlukcu coğulcu ve demokratik bir icerikte ve toplumun orgutlu kesimlerinin katılımıyla ele alınarak yeni bastan yazılmalıdır. 2) Esit haklı vatandaslık temelinde farklı kimlik ve kulture sahip kisilerin kendi kimliklerini koruma ve gelistirme hakları (yayın kendini ifade oğrenim gibi) guvence altına alınmalıdır. 3) Merkezi yonetim ve yerel yonetimler yurttasların katılımını ve denetimini esas alacak bir bicimde seffaflastırılmalı ve demokratiklestirilmelidir. 4) İnsan hak ve ozgurluklerine yonelik evrensel normları iceren uluslararası sozlesmeler ve temel belgeler ozellikle de Avrupa Konseyi Cerceve Sozlesmesi cekincesiz imzalanarak onaylanmalı ve hayata gecirilmeli. Bundan sonra artık uluslararası sozlesmelere Turkiye deki alt kimliklerin inkârı anlamına gelecek cekinceler ve yorum beyanları getirilmemelidir. Boylece 80 yıldır surekli hic durmadan gelisen toplumumuza artık cok dar gelen ve ustelik ulkemizde catısma doğuran 1920 ve 1930 ların modeli Muasır medeniyet modeliyle değistirilecektir. Eskiden ozdes sayılan Milliyet (belli bir etnik kokene mensubiyet) ile Vatandaslık kavramları birbirinden ayrı ve bağımsız kavramlar olarak ele alınacaktır. Sonucta tek kulturlu ulus-devlet modelinin insan haklarını goz ardı eden boyutu yerine Turkiyelilik ust kimliği altında cokkulturlu yeni bir toplum modeli benimsenecektir. Zorunlu değil Gonullu vatandaslardan olusan bu yeni toplumun devletini cok daha buyuk bir istekle benimseyeceğine asla kusku yoktur




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+