Akut Ermeni Soykırımı Yalanlarına Karsı Turk Ulusu - Haber Arşivi 2001-2011
04 Mayıs 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Մարգար / Ժամ : Զօրացեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

20 Şubat 2005  

Akut Ermeni Soykırımı Yalanlarına Karsı Turk Ulusu -

Akut Ermeni Soykırımı Yalanlarına Karsı Turk Ulusu

Ermeni Sorunu Ermeni ulusunun gercek cıkarlarından cok dunya kapitalistlerinin (emperyalistlerinin) ekonomik ve politik cıkarlarına gore cozumlenmek istenmistir. Mustafa Kemal (1919) Aziz ve Yuce Turk Milleti İcinde bulundugumuz yıllar tarihin cok acı bir doneminin yakın cografyamızda yer alan diğer devletler ve milletlerle birlikte 1914 – 1918 yılları arasında dokuz ayrı cephede savasarak bizim de yasamak zorunda kaldığımız 1. Dunya Savası cılgınlığının cesitli donem ve olaylarının 90. yıldonumlerine denk gelmektedir. Hatırlayacağınız gibi yine AKUT un ve diğer pek cok sivil inisiyatif sahibi gurubun ve yurtseverin onculuğunde 2004 yılının Aralık ayı sonlarında 90. Yılda Sarıkamıs sehitlerini Anma Etkinlikleri Turkiye’nin dort bir tarafından gelen yurttasların desteğiyle bugune dek hic olmadığı kadar genis bir katılım ve sahiplenme ile gerceklestirildi. Turk Askeri\\\ nin hic bir zaman unutmadığı aziz sehitlerimiz 90 yıldır ilk kez sivil yurttasların da yoğun katılımıyla layık oldukları sekilde anıldılar. 1915 yılı o gune dek dunyanın gorduğu en guclu donanmayı 18 Mart 1915’te Canakkale Boğazı’nda durduran yiğit Turk askerini ve ardından dunyanın en kanlı savaslarından birinin yasandığı Gelibolu Savasları’nda askeri strateji deha ve cesaretini dunyanın en guclu ordularına kabul ettiren o gunun genc subayı geleceğin devlet kurucusu Mustafa Kemal’in ve emrindeki goğsumuzu her zaman kabartan Turk askerinin sahlandığı yıl olarak bir daha hic unutulmamacasına hafızalarımıza kazındı. 90 yıl oncesinin bu kahramanlık destanını ve bu vatan uğruna kendini feda eden o kahramanları anmak icin bu yıl 18 Mart 2005 tarihinde hepimiz tek bir yurek ve tek bir ses olarak Canakkale’de duzenlenecek etkinliklere katılmak icin AKUT ailesi olarak orada olacağız. Benzeri sekilde bu yıl hepimizi yakından ilgilendiren ancak ne yazık ki henuz tam olarak cozemediğimiz uluslararası olcekte bir sorun karsımıza cıkmak uzere gun sayıyor. Ermeni diasporası Turk Milletini dunya kamuoyunda ozellikle son 30 yıldır rencide etmekte ve asağılamaktadır. Tarihsel gercekleri sadece kendi menfaatleri icin saptırarak bizleri bir soykırım uygulayıcıları olarak dunyaya tanıtmaya calısmakta hatta cesitli politik ve ekonomik baskılarla bu yalan iddiaları icin Batılı devletlerin parlamento ve bolge meclislerinden hicbir anlamı olmayan onaylar ve yasalar cıkartmaktadır. Son derece futursuzca ama bugun icin ciddiye alınarak butun kaynaklarımızla mucadele edilmesi gereken bir olcekte yalanlarını guclendirmeye ve kendi lehlerinde bir dunya kamuoyu yaratmaya calısmaktadırlar. 24 Nisan 1915’i sozde Ermeni Soykırım Gunu ilan eden Ermeni diasporası bu yıl 90. anma torenlerine hazırlanmaktadırlar. Oysa anılan gun 1.Dunya Savası sırasında Doğu Cephesi’nde Ruslarla savasan Osmanlı Ordusu’nu her fırsatta arkadan vurarak ve casusluk yaparak devlet aleyhine faaliyette bulunan ve korumasız Musluman koylerini basarak masum insanları katleden 2345 Ermeni komitecinin tutuklandığı gundur. 24 Nisan 2005’ten itibaren bizi değil yapmak aklımızdan bile gecirmediğimiz bir soykırım iddiası ile butun dunyaya karsı kucuk dusurme girisiminde bulunacak olan diaspora Ermenileri iddialarını tanıtma kabul ettirme ve en sonunda da Turkiye Cumhuriyeti’nden tazminat ve toprak talep etme planlarını da en guclu sekilde karsımıza cıkartacaklarını soylemektedirler. İcinde bulunduğumuz su gunlerde Turkiye’yi sıkıntıya sokan herhangi bir belgeye dayanmayan ve yalnızca iddia boyutunda kalan soykırım suclamaları karsısında daha dikkatli ve birbirimize daha bağlı olmamız gereken bir surece giriyoruz. Turk dusmanlığını bir gecim kaynağı haline getiren ve varlıklarını surdurebilmek icin her gun yeni yalanlar ve sahte belgelerle dunya kamuoyunu yalan - yanlıs yonlendiren diaspora Ermenilerine karsı yapmamız gerekenler sunlardır: 1- 1.Dunya Savası yıllarında bu tur bir soykırımın yapılmadığını ancak Doğu Cephesi’nde savas sırasında Rus ordusuyla birlikte Ermeni cetelerinin Muslumanlara saldırması ve onları katletmeleri sonucu Osmanlı Devleti tarafından uygulanmasına karar verilen tehcir (goc ettirme) sırasında daha onceki Ermeni saldırılarından kurtulan coğunluğu Kurt Asiretlerinden olusan bolge halkının intikam almak uzere Ermenilere saldırması goc sırasındaki bulasıcı hastalıklar yiyecek sıkıntıları ve o gunun kosullarının ağırlığı gibi sebepler sonucunda asla planlı bir soykırım uygulaması olmayan ama savas kosullarının getirdiği ve tum tarafların yasamak zorunda kaldığı acı olaylar olduğu her turlu platformda savunulmalıdır. 2- Birlesmis Milletler’in 1948’de kabul ettiği ve Turkiye’nin de 1950’de kabul ederek yururluğe koyduğu ’Soykırım Yasası’ ozetle hicbir ayrılıkcı hareketi olmayan silahlı orgutlenme ve devlete karsı catısmaya girmeyen masum bir ulusal etnik ya da dini gurubun yalnızca o guruba ait olduğu icin kısmen ya da tamamen egemen devletin hukumetince ortadan kaldırılması” biciminde tanımlanmıstır. Bu tanıma en uygun ornek de Nazi Almanyası’nın hukumet politikası olarak devletin orgutlu gucu ile yahudilere karsı uyguladığı planlı organize soykırımdır ve butun dunyada da bu sekilde kabul edilmektedir. Doğu Cephesi’ndeki savas surecinde Kurtlerle - Ermeniler arasında yasanan karsılıklı katliam ile soykırım kavramının birbirine karıstırılmaması anlatılmalı 1918’de goc ettirilen Ermenilerin eski yerlerine geri donmeleri icin cıkarılan yasa sonucu Turkiye’ye kendi istekleriye donmeyen ve simdi diaspora Ermenisi adını alan kitlenin bu tutarsız iddiasının ardında Mustafa Kemal’in o yıllarda dediği gibi Doğu Anadolu uzerinde oynanan emperyalist cıkarlar aranmalıdır. 3- 1918’de İstanbul’da kurulan Divan-ı Harp’te yargılanarak tutuklanıp Malta’ya surulen Ziya Gokalp basta olmak uzere cok sayıda kisi İngiliz Kraliyet Savcısı’nın soykırıma iliskin bir belge bulamaması ve olayları karsılıklı katliam” olarak nitelemesi sonucu serbest bırakılmıslardır. Ayrıca İttihat ve Terakki Hukumeti’nin baslattığı sorusturmayla tehcir sırasında gerekli onlemleri yeterince almayan cok sayıda idari gorevli idam cezası dahil cesitli cezalara carptırılmıstır. Ozetle Ermeni olaylarına iliskin tum sorunlar Cumhuriyet kurulmadan once uluslararası hukuk kuralları cercevesinde sonuclanmıstır. 4- Bu konularda calısma yapan resmi ozel sivil askeri akademik profesyonel veya gonullu her gruba ve kisiye destek verilmelidir. Bu destek icin de en onemli ve olmazsa olmaz sart oncelikle doğruları oğrenmek ve oğretmektir. 5- Olayların uzerinden daha ancak bir insan omru kadar sure gecmesine ve her turlu bilgi ve belgesi hala mevcut olmasına rağmen ozelde 1. Dunya Savası surecini yasayan dedelerimize genelde ise ulus olarak butun Turk Milletine karsı yapılan tum bu yalan iddiaların ve haksız suclamaların tam tersine gercek insan sevgisi ve hosgoru duygusu uzerine kurulmus olan Turk Kulturunun hic haketmediği bu hakaretlerden bir an once kurtarılması sağlanmalıdır. 6- Son asamada da en az 30 yıldır hepimizi huzursuz eden tereddute dusuren diğer devletler ve milletler karsısında kucuk dusuren ve olmadık yerlere anıtlar diktirerek onurumuzu kıran bu sureci yasamamıza sebep olan ve destek veren butun kisi kurum ve devletlerden uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda tazminat talep edeceğimizi dunya kamuoyuna duyurmak olmalıdır. 7- Nitekim Ermeni soykırım iddialarını kanıtlamak uzere Haziran 2005’te Viyana’da yapılacak toplantıya belge sunacağını acıklayan Ermenistan soykırım belgesi bulamadığı icin toplantıya katılmaktan vazgecmis bulunmaktadır. Boylece soykırım iddialarının kendi kaynağından curutulduğu de tum dunya kamuoyuna duyurulmalıdır. 8- Unutmamak gerekir ki 2. Dunya Savası cılgınlığında Nazi Almanya’sı isgali ve baskısı altında 20 civarında Avrupa devletinde 15.000’den fazla Yahudi Toplama Kampı’nın kurulduğu ve neredeyse butun Avrupa’nın Yahudi oldurme veya olanlara seyirci kalma cılgınlığına giristiği bir surecte bile Turkler merhamet ve zorda olana yardım etme duygularını yitirmemislerdir. Oyle ki bu soykırımdan kurtarabildikleri kadarını kurtarmak icin o gunun kosullarının butun elverissizliğine rağmen kendi canlarını bile tehlikeye atarak her turlu zorluğa ve baskıya direnmislerdir. Bugun bizi barbar veya soykırım uygulayıcısı olarak suclayanlara karsı tek yapmamız gereken sey bu ve daha pek cok benzeri gibi kendi gecmislerinin insanlığa sığmayacak kirli uygulamalarını gozler onune sermek olmalıdır. Tarihleri boyunca Partlar’ın Selefkusler’in Ruslar’ın Persler’in Araplar’ın Bizanslılar’ın ve Romalılar’ın yonetimleri altında surekli baskı ve din değistirmeleri icin iskenceye uğrayan Ermeniler Selcuklu İmparatorluğu’nun yonetiminde tarihlerinde ilk kez rahat bir yasam surdurme olanağına Fatih Sultan Mehmet zamanında 1461’de ozgurce ibadet edebilmeleri icin Patrikhanelerine kavusmuslardır. Ermeniler 900 yıl Turklerin yonetiminde uyum icinde yasamıs ve 20 bin Ermeni Osmanlı Devleti’nin cesitli katmanlarında kamu gorevi yapmıslardır. Cumhuriyet’in kurulmasıyla Lozan Antlasması cercevesinde azınlık statusu elde eden ve bugun icin sayıları 70.000’in ustunde olan Turkiye Cumhuriyeti yurttası Ermenilerin gunumuzde Turkiye sınırları icerisinde acık durumda 33 kilise 16 okul 11 dernek ve 8 gazeteleri bulunmaktadır. Ermenistan 1991’de bağımsızlığına kavustuğunda toplam nufusu 3.6 milyon iken batılı ulkelere goc nedeniyle simdilerde ancak 1.6 milyon nufusa sahip bir ulkedir. Gerek 1918’de gerekse ikinci kez 1991’de bağımsızlığına kavustuğunda bir devlet olarak onu ilk tanıyan ve yardım eden Osmanlı hukumeti ve Turkiye Cumhuriyeti hukumeti olmustur. Bu konuda yorumunu size bırakmak uzere Amerikalı tarih profesoru Justin Mc. Carthy’nin Surgun ve Olum - Osmanlı Muslumanlarının Etnik Temizliği – 1821 / 1922” kitabında gecen bir cumleyi de sizlerle paylasmak istiyoruz; Eğer 15. yuzyıl Turkleri o kadar hosgorulu olmasaydı 19. yuzyıl Turkleri bu kadar acı cekmezdi.” AKUT ailesi olarak herseyden daha cok değer verdiğimiz devletimize milletimize ve kulturumuze yapılan bu ağır hakaretlere karsı bu cağrıyı yapmayı Turkiye’nin en etkin ve guclu sivil toplum orgutlerinden biri olma bilinci ve sorumluluğu ile uzerimize dusen bir gorev olarak değerlendiriyoruz. Cağrımızın hepimize dostluk ve barıs getirmesi dileğiyle Saygılarımızla AKUT BU MESAJ ERMENİ SOYKIRIM İDDİALARI”NIN SEMBOLİK TARİHİ OLAN 24 NİSAN 2005 TARİHİNE KADAR AKUT WEB SAYFASINDA KALACAKTIR.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+