Orhan Pamuk tartısması - Haber Arşivi 2001-2011
05 Mayıs 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Ահրանք / Ժամ : Այգ

Haber Arşivi 2001-2011 :

24 Şubat 2005  

Orhan Pamuk tartısması -

Orhan Pamuk tartısması

Orhan Pamuk Nobel icin vatan haini profilini cizmek zorunda tezini anlamak cok zor. Nobel alsa da almasa da Orhan Pamuk azımsanacak bir yazar degil utanılacak bir yazar hic degil... Sanıyorum bundan iki ay onceydi. Benim de dahil olduğum bir Robert Kolej 68 mezunları sitesinde birkac gun boyunca birkac kisi tarafından surdurulen bir Orhan Pamuk nefreti mektuplasması oldu. Tepki gene bugunlerdeki gibiydi: Orhan Pamuk bu kez Amerika da bir universitede konferans verirken Turkiye nin ozellikle de Doğu sunun tekin bir yer olmadığını Kar romanını Kars ta yazarken tedirgin olduğunu ve hatta yayınevi tarafından korunduğunu soylemis. Kolejli arkadaslarım cok kızgındı. ABD de boyle konusan Orhan Pamuk asıl oraların ne tekinsiz yerler olduğunu bilmezden mi geliyordu? Neden? Cunku Nobel armağanını istiyordu ve bunun icin de Turkiye yi karalaması gerektiğini dusunuyordu. Dısarıda boyle konusmak bırakın bir vatansevere duzgun bir insana yakısır mıydı? Oysa aynı gunlerde Kızıltepe de on iki yasında bir cocuğun vucudundan yasından cok kursun cıkmıstı. Bugunlerde de oğrendik ki bu cinayeti isleyenler gorevlerine iade edilmislerdir. Fikir sucu na ceza Anlasılan konusmanın iceride ve dısarıda izin verilecek ton ve uslubu bu kulturde onemli kurallara bağlı. Cunku oğrendiğime gore Turk Ceza Kanunu nda da son değisikliklere kadar Turkiye Cumhuriyeti Devleti ne karsı fikir sucu islemek eğer bu suc yurtdısında islenmisse iki misli cezaya tabiymis. Fikir sucu diye ceza kesmek fasist bir uygulamadır; yurtici ve yurtdısı ayırımı yaparak ceza kesmek daha da fasist bir uygulamadır. Son gunlerde basının giristiği Orhan Pamuk tan nefret edelim kampanyasında da cok vurgulanan hususlardan biri bu: Turkiye hakkında yurtdısında kotu konusmak. İkinci bir husus Ermeni kıyımının tarihsel bir vakıa olduğunu soylemek. Ucuncusu de -bunun sol ve liberal kesimi rencide ettiği anlasılıyor- bu tur seyleri Turkiye de neredeyse hic kimsenin dile getirmediği ve gene Kars ın tehlikeli bir yer olduğuna iliskin Orhan Pamuk un soylemis olduğu yalan. Bunları yani insan hakları ihlallerini Doğu da gerceklesmis iskence ve katliamları neredeyse hic kimsenin dile getirmediğini soylerken Orhan Pamuk un haksızlık ettiğini dusunmuyorum. Bence de neredeyse kimse konusmuyor. Cunku konusan birkac onurlu ve yurekli kisiyi hepimiz biliyoruz. Bu kisilerin sayısı her konuda her an konusanlarla karsılastırıldığında gercekten de neredeyse denecek kadar az değil midir? Orhan Pamuk bunu boyle ifade edeceğine biz bir avuc insan konusuyoruz ancak deseydi eminim bazılarını kızdırmayacaktı. Ama kendini yalnız hisseden bir insan biz birkac kisi yerine neredeyse hic kimse dediyse fasist milliyetcilerle bir olup onu linc etmeye katılmak fazla bir tepki değil mi? Turkiye tekin mi? Kars en azından on oniki yıl once cok tehlikeli bir yerdi. Kisisel anı anlatmaktan hoslansam Ani Harabeleri nin adının Anı Harabeleri olarak değistirilmesine takılıp aramızda konustuk diye Sarıkamıs ta bir otelden zincir bıcak ve lanetlerle kovulup (otel sahibinin oğulları tarafından) derhal def olup gitmezsek İstanbul dan Allah gelse izinizi bulamaz tehditleriyle nasıl uğurlandığımıza iliskin kotu anımı anlatırdım. Ama bana sorarsanız -ve bunu da TCK ya rağmen her yerde soylerim- bu tur konusmaları yaptığınız takdirde Turkiye nin hicbir yeri tekin değildir: İstanbul u İzmir i Antalya sı dahil. Orhan Pamuk Nobel almak icin yurtdısında bu vatan haini profilini cizmek zorundadır tezini anlamakta gercekten zorlanıyorum... Herhangi birinin yazar olması da sart değil kimliğini olustururken sıyrılacağı ilk kabuk herhalde olayları carpıtmasına doğruları gozardı etmesine kendinde ve ırkında ustunlukler vehmetmesine neden olan bir hastalıktan milliyetcilikten kurtulmak olmalı. Benim okuduğum Orhan Pamuk da bu kusurlarla malûl milliyetci bir yazar değildir. Ve iyi ki de oyle değildir. Nobel korkusu! Peki bazılarınca Nobel icin vatana cok cok daha sofistike baskalarınca kendine ihanet etmekte olan Orhan Pamuk nasıl bir yazardır ki biz milletce onun Nobel almasından bir felaketten korkar gibi korkar olduk? Bence Nobel i alsa da almasa da Orhan Pamuk azımsanacak bir yazar değildir. Utanılacak bir yazarımız hic değildir. Hatta cok iyi bir yazardır. Bir edebiyat tarihcisi olarak ki kendimi ben boyle goruyorum sunu soyleyebilirim: Orhan Pamuk bugune dek yazdığı romanlarla romanımızı bir yerden bir yere tasımakla kalmamıs roman geleneğimize cok onemli donemecler aldırmıstır. İlk kitap ve sonrası Cevdet Bey ve Oğulları 19. yuzyıl tarzında yazılmıs klasik bir romandır; onu izleyen Sessiz Ev 20. yuzyıl tarzında yazılmıs modernist bir roman. İstese Orhan Pamuk surekli bu iki uslupta yazmayı surdurebilirdi -ve aramızdan bazı kisilerin keske surdurseydi dediğini de duyar gibi oluyorum. Ama iyi bir sanatcının temel durtusu ona bunu yapmaya izin vermez. Nitekim Sessiz Ev i izleyen Beyaz Kale postkolonyalist romanın Turkiye deki ilk orneğidir. Hemen ondan sonra gelen Kara Kitap ise eğer Orhan Pamuk u beğenmeyenlere hicbir seyi kanıtlayamıyorsa sunu kanıtlayacaktır: Doğu-Batı sorunsalı dediğimiz o sey ancak ve ancak Doğu nun da Batı nın da bitmez tukenmez bir oğrenme-inceleme cabası sonunda ifade edilebileceği bir sorunsaldır. Bu sorunsalla estetik duzeyde yuzlesebilmis yegâne romancılarımız olan Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay bunu bu bilgileri sayesinde basarmıslardır. Doğu-Batı sorunu Orhan Pamuk da Doğu-Batı sorunsalını basit bir biz-oteki karsıtlığından cıkarıp bu sorunsalla kulturel ve felsefi bir yuzlesmeyi giderek bulusmayı ve belki belki sonunda da (henuz hicbir Orhan Pamuk romanında olmadı bu) bir sorun olmaktan cıkarmayı basarabilirse bu romanımızın da beslendiği kultur hayatımızda onemli bir hamle olmalıdır. Peki bu romanlar iyi mi orta mı kotu mudur? Bu sorunun yanıtı da ilk bakısta gorulduğu kadar kisisel beğeni meselesi olmamalı. Bir kez Orhan Pamuk un yapıtları hakkında yayımlanmıs (benim bildiğim) uc kitaba bakarsak Turkiye deki elestirmenlerin azımsanmayacak bir coğunluğunun onun yapıtları hakkındaki değerlendirmelerinin olumlu olduğunu goruruz. Bununla yetinmeyip baska kıstaslarla değerlendirme onerenler olacaktır elbette. Ben kendimi yapıt değerlendiren bir elestirmen olarak gormedim hic; ama gene de bu konuda Kant estetiğinin temel ilkesine inanırım. Renkler de zevkler de munakasa edilebilir ve munakasa eden taraflar anlastıkları bir zeminde bulusabilirler eğer bu tartısma konunun gerektirdiği estetik aygıtlara analiz yontemlerine rasyonel değerlendirmelere ve mumkun olan en objektif kıstaslara dayanarak yapılırsa. Ama goruyorum ki bugun Orhan Pamuk adının etrafında yazılan nefret metinlerinin her biri son derece kisisel subjektif ideolojik ve onyargılı bir zihniyetle kaleme alınıyor. Ve bana daha da kabul edilemez gelen: Milliyetci saldırıların tozu dumanı icinde Orhan Pamuk u bir yazar olarak değerlendirmesi gereken kisiler de kendilerini Orhan Pamuk surada su saikle sunu dedi karalamalarına kaptırabiliyorlar. Yapıtların seruveni Edebiyat tarihine bakınca goruruz ki edebi yapıtların seruveni feodalizmin de milliyetciliğin de fasizmin de komunizmin de globalizmin de seruveninden daha ilginc ve daha inisli cıkıslı olmustur. Kendi cağında kitlelerin sevdiği ama bazı Oxford akademiklerinin yerden yere vurduğu Shakespeare bir sure unutulmus sonra hatırlanınca İngiliz aile ter-biyesine uymadığı icin iyilestirilmis derken kusurlarıyla da sevmek zorunda olduğumuz bir tabiat harikası bir naif dahi olarak anılmıs ve ancak ve ancak yirminci yuzyılda edebiyat elestirisinin iyi kotu bir nesnellik de iceren yontemlere kavusmasıyla (pratik elestiri yapısalcı elestiri arketipci ve Freudcu cozumlemeler ve yapı sokucu okumalar) hakkında serinkanlılıkla konusulabilecek bir buyuk yazar olduğunda anlasılmıstır. Eğer iyi bir sair ya da yazar kotu yani fasist siyasi fikirlere sahipse (Pound gibi Celine gibi) onu siyasi fikirleri acısından elestirmekte elbette haklı oluruz. Eğer kotu bir yazar doğru siyasi tavır ve fikirlerle ortaya cıkıyorsa bu onun yapıtlarını ovmemiz icin bir vesile olamaz. Ama eğer iyi bir yazar duzgun bir siyasi profil de ciziyorsa onu elestirmek icin nasıl bir nedenimiz olabilir? Prof. Dr. Jale Parla: Bilgi Unversitesi oğretim uyesi




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+