1915 teki trajedi iste bu tehcir kanunuyla basladı -  
 
	
 
	
	
	 
	 
	
	Hurriyet  son gunlerde cok fazla tartısılan Ermeni sorununun ustundeki sis perdesini kaldırıyor.
Hurriyet  Ermeni sorununun ustundeki sis perdesini kaldırıyor. Herkesin uzerinde tartıstıgı Tehcir Kanunu nedir  amacı neydi  nasıl ve kimlere uygulandı? Tehcir kararı alındıgı sırada Osmanlı Devleti hangi siyasal ve askeri kosulların baskısı altındaydı? Tehcir edilenler  nereye ve hangi sartlarda gonderildi?
Gonderilen insanların ne kadarı yerine ulasabildi  ne kadarı yollarda oldu veya olduruldu? Tehcir ve sonrası hakkındaki temel gorus ayrılıkları nelerdir? Tarihciler  diplomatlar ve Turkiye Ermenileri 1915 i tartısıyor.
23 Ocak 1913’te o unlu Babıáli Baskını ile iktidarı yeniden ele geciren İttihat-Terakki yonetimi  Balkan bozgununun acısını hic değilse bir miktar hafifletmek icin askeri tedbirler almaya basladı. Yonetimdeki Talat  Enver ve Camal Pasaların Almanlar’a yonelik sempatisi  yeni hukumetin politikasının da esası olacaktı. 
Enver Pasa  Almanlar safında girilecek savasın en azından Turan hayallerini gerceklestirmeye yardım edeceğini dusunuyordu. Osmanlı Devleti  20 Temmuz 1914’te tarafsızlığını ilan ettiği halde  İngiliz gemilerinin kovaladığı  Goeben’ ve  Breslau’ adlı iki Alman zırhlısı  Enver Pasa’nın izniyle Turk kara sularına girecekti. 
İtilaf Devletleri’nin protestoları karsısında ise bu iki zırhlının Osmanlı Devleti tarafından satın alındığı duyurulacak   Yavuz’ ve  Midilli’ adları ile donanmaya dahil edilecekti. 
UC CEPHEDE SAVAs
Donanma Komutanlığı’na getirilen Amiral Souchon  Enver Pasa’dan aldığı yazılı izne dayanarak Turk bayrağı cekilen Yavuz ve Midilli’yi de alıp Karadeniz’e acılacak ve basta Sivastapol olmak uzere Rus limanlarını bombalayacaktı. Bunun uzerine Ruslar 2 Kasım 1914’te Osmanlı’ya savas ilan edecek  İngilizler de 3 Kasım’da Canakkale’yi topa tutacaklardı. 
Balkan bozgununun yorgunluğunu ve moral bozukluğunu uzerinden atamayan Osmanlı ordusu  uc cephede birden yeniden savasa girmisti. Canakkale’de 1. ve 2. Ordu  Kafkaslar’da 3. Ordu  Suriye ve Filistin cephesinde ise 4. ordu gorev yapıyordu. 
Ermeni meselesi  3. Ordu’nun temel problemiydi. Balkanlar’daki milliyetcilik hareketlerine paralel bir bicimde  Osmanlı tarafından  millet-i sadıka’ (sadık millet) olarak tanımlanan Ermeniler’den bazıları  bağımsız bir Ermenistan kurma hayali ile oteden beri orgutleniyorlardı. Ozellikle   93 Harbi’ olarak bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus savası sırasında milliyetci Ermeni ceteleri  Ruslarla isbirliği yaparak buyuk hayal kırıklığına sebep olmuslardı.
İste 1914 yılında Ruslarla yeniden savasa giren 3. Ordu’nun en buyuk sorunu  cephe gerisinin guvenliği ve lojistik desteğin surdurulebilmesiydi. Daha once  II. Abdulhamid tarafından Kurt asiret reislerine kurdurtulan  Hamidiye Alayları’nın bolgede yarattığı teror  Musluman halkla Ermeniler arasında gerginliği iyice artırmıs  milliyetci Ermeni cetelerinin isyanları ise isin iyice tuzu biberi olmustu. 
AYDINLARA TUTUKLAMA
Bolgede cetelerin kıskırttığı sivil halkın birbirine girmesi icin gereken kıvılcım Rus savasıyla cakılmıstı. Ustelik o sırada Osmanlı ordusunda pek cok Ermeni asker mevcuttu. Enver Pasa  ilkin bu Ermeni askerlerin silahsızlandırılması emrini verdi. 18 Mart’taki Canakkale Savası’ndan kısa bir sure sonra  milliyetci Ermeni orgutlerinin Van’da baslattıkları isyan uzerine İttihatcı yonetim yeni tedbirler aldı. Bunların ilki  24 Nisan’da İstanbul’da yayımlanan Ermeni gazetesi  Azamart’ın burosunu basmak ve aralarında doktor  yazar  gazeteci ve milletvekillerin de bulunduğu Ermeni aydınlarından iki binden fazla kisiyi tevfik etmekti. Bunların onemli bir bolumunden bir daha haber alınamayacaktı. 
Arkasından  Enver Pasa  İcisleri Bakanı Talat Pasa’ya  2 Mayıs 1915 tarihinde bir telgraf cekerek  bolgede yasayan Ermenilerin ya Rus ordularının uzerine ya da Anadolu’nun muhtelif bolgelerine doğru surulmesini talep ederek soyle dedi:
 Bir mahzur yoksa  isyancıların ailelerini ve isyan bolgesi halkını sınırlarımız dısına gondermeyi ve onların yerine sınırlarımız icine dısarıdan gelen Musluman halkın yerlestirilmesini tercih ederim.’ 
Yani daha Tehcir Kanunu cıkmadan  Ermeniler goc ettirilmeye baslanmıstı. Padisah Mehmet Resat imzalı ve 27 Mayıs 1915 tarihli Tehcir Kanunu  sadece bunu resmi hale getiriyordu. Kendilerine tanınan sure iki haftaydı. Kıymetli esyalarını yanlarına alabilecekler  geride kalan mulkleri ise mahalli yonetimler tarafından satıldıktan sonra parası kendilerine ulastırılacaktı. Devlet  surgun guzergáhındaki guvenliği sağlamakla kalmayıp beslenme ve sağlık gibi temel ihtiyacları da karsılayacaktı. Ne var ki  kimi yerlerde Teskilát-ı Mahsusa bunyesinde bulunan Topal Osman gibi cete reislerinin kafilelerin guvenliğini sağlamakla gorevlendirilmeleri  olumleri de beraberinde getirdi. Ermeni kafilelerinin yanlarında  altın gibi değerli esyalar tasıdıkları dedikodusu ise yağmacıların istahlarını kabartan ana unsurdu. 
TALAT PAsA’NIN ANILARI
Talat Pasa  hatıralarında duyduğu pismanlığı su sozlerle dile getirecektir:
 Esas itibariyle askeri bir ihtiyat tedbirinden baska bir sey olmayan tehcir  vicdansız ve seciyesiz (karaktersiz) insanların elinde bir facia seklini almıstır. Maksadım bu hareketlerin cirkinliğini gizlemek değildir.’
Talat Pasa’nın bu sozleri gec gelen bir saptamaydı. Pismanlık dolu bu sozler kayda gecirildiğinde  onbinlerce masum Ermeni yurttas yollarda olmustu. Milliyetci Ermeni cetecilerin saldırılarında da binlerce masum Musluman katledildi. 
Oyle ki  İttihat-Terakki’nin dısında kalmaya buyuk ozen gosteren Mustafa Kemal  Misak-ı Milli’ye tehcirin sorumluları icin bir  tecziye’ (cezalandırma) maddesi koyacaktır. İzmir Suikasti esnasında unlu İttihatcılar’ın yargılanmaları ve bazılarının idam edilmesi biraz da bunun sonucuydu. 
Biz bu yazı dizisinde  1915 yılında ne olduğunu  konunun uzmanlarına sorduk ve butun goruslerin yansıtılması icin caba harcadık.
YARIN: TTK Baskanı Yusuf Halacoğlu 
Uc maddelik TEHCİR KANUNU 
1. Vakt-i seferde (sefer vakti) ordu  kolordu ve fırka (tumen) kumandanları ve bunların vekilleri ve mustakil mevki (bağımsız garnizon) kumandanları ahali tarafından herhangi bir suretle evámir-i hukumete (hukumet emirlerine) ve mudafaa-i memlekete ve muhafaza-i asayise muteallik (iliskin) icraat ve tertibata karsı muhalefet ve silahla tecavuz ve mukavemet (direnis) gorurlerse hemen kuvva-yı askeriye (askeri kuvvetler) ile en siddetli surette tedibát yapmaya (cezalandırma) ve tecavuz ve mukavemeti esasından imha etmeye mezun (izinli) ve mecburdurlar. 
2. Ordu  kolordu ve fırka kumandanları icábat-ı askeriyeye mebni (askeri icaplardan oturu) veya casusluk ve hıyanetlerini hissettikleri kurra (koyler) ve kasabát (kasabalar) ahalisini munferiden veya muctemian (tek tek veya toplu halde) diğer mahallere sevk ve iskán ettirebilirler. 
3. Nesri tarihinden muteberdir. 
TURKİYE VE ERMENİSTAN’DA EsZAMANLI YAPILAN ANKETİN SONUCLARI
Coğunluk sınır acılsın diyor
TESEV ile HASA’nın Turkiye ve Ermenistan’da eszamanlı olarak yaptığı anket  her iki ulke insanlarının da sınır kapılarının acılmasından yana olduğunu ortaya cıkardı. Yine ankete gore iki ulkede de buyuk coğunluk  diplomatik iliski kurulmasını istiyor. 
ERMENİSTAN ile Turkiye arasındaki sınır kapılarının acılmasını onaylama oranı Emenistan’da yuzde 62.7  Turkiye’de ise yuzde 50.9 gibi yuksek bir rakamı buluyor.  Sınır kapıları acılmasın’ diyenler Ermenistan’da yuzde 31.1  Turkiye’de ise 32.2’de kalıyor. İki ulke arasında diplomatik iliski kurulmasını isteyenlerin oranını da yuksek. Diplomatik iliski kurulmasını isteyen Ermenistanlı katılımcıların oranı yuzde 87.7. Turkiyeli katılımcıların yuzde 64.6’sı da konuya olumlu yaklasıyor. 
Turklerin yuzde 51.2’sinin Ermeni arkadası olduğunu ortaya koyuyor. Turk arkadası olan Ermenilerin oranı ise yuzde 28. Anket  Turklerle su veya boyle temas kuran Ermenilerin daha olumlu bir tutum icine girdiğini somut bir bicimde gosteriyor. 
Karsılıklı arkadaslık kadar etkili olan bir baska unsur  karsılıklı seyahat. su veya bu nedenle Turkiye’yi ziyaret etmis  bir sure kalmıs bir Ermenistan yurttası   olumsuz’ dusuncelerini değistirmemekle birlikte   cok olumsuz’ kategorisinden hızla uzaklasıyor. Turkiye’ye hic bulunmayanların Turkler hakkındaki  cok olumsuz’ dusunceleri yuzde 28.5’te seyrederken  Turkiye’de bulunmus insanlarda bu oran yuzde 10.5’e dusuyor.
Bir baska carpıcı sonuc da  Turkiye ve Ermenistan halklarının iliski duzeyini tespit etmeye yonelik sorunun cevabında gosteriyor kendisini. Her iki ulkenin insanları  Turklerle Ermenilerin birbirleriyle iyi gecinmek istemediğini dusunuyor.  Genellikle sevmezler’ diyenlerin Ermenistan’da yuzde 51.3’u  Turkiye’de yuzde 33.6’yı bulması  bunun gostergesi.
	
	 
Bu haber  kaynağından gelmektedir. 
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı ()  ve yazarına ait olup,
 bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com