Ermeni sorunu ve ic dusman kategorisi -  
 
	
 
	
	
	 
	 
	
	Bu yaranın sarılması icin  ne cok farklı saiklerle gundeme getirilen soykırım iddiasına gozu kapalı teslim olmamız gerekiyor ne de taskın bir inkarcılıga kendimizi koyvermekle bunu basarmak mumkun
Lapsius  Enver Pasa nın Biz kendi ic dusmanlarımızla basa cıkabiliyoruz. Almanya dakiler ise bunu basaramıyor. Onun icin biz daha gucluyuz  dedigini aktarır. Bu fikrin bu bicimde gercekten soylenip  soylenmediği o kadar onemli değildir. Donemin İttihat ve Terakki yoneticilerinden geriye kalan yazılı belgelerde  Osmanlı Ermenilerinin ic dusman oldukları icin anavatan topraklarındaki varlıklarına son verilmesinin gerektiği inancı bircok kez dile getirilir. Bugun de  hem resmi tarih sozculeri tarafından hem de yaygın bir toplumsal kanaat olarak benzer bir gorus dile getiriliyor. 
İc dusman kavramı  toplumu homojen bir butun halinde tasarlayan dusunce sisteminin doğal bir urunudur. İc dusmanlar elbette hep bir dıs dusmanla iliskilidirler ama dıs dusman olgusundan farklı olarak  toplumsal bunyenin icindeki bir aykırılığın  bir hastalığın tezahurudurler. Tasarlanan bunye  ancak mutlak homojenliği icinde hayatta kalabilecek bir yapıdadır. Bu bunyeyi kemirdikleri  beklenmedik anlarda onu zaafa uğrattıkları icin  ic dusmanların dıs dusmanlardan daha tehlikeli olduklarına inanılır. Homojen toplum hulyasının gerceklesmesini engelleyen varlıkları nedeniyle yok edilmelerinin gerekli olduğuna hukmedilir. 
Asılan esik 
Balkan Savasları sonrasında  İttihat ve Terakki Cemiyeti icinde ve etrafında  dıs mudahalelerin bolucu etkilerine karsı devletin korunması icin  Edirne den Halep e uzanan yeni anavatan toprakları uzerinde etnik/dini acıdan homojen bir nufus kutlesi yaratmanın olmazsa olmaz gerekliliğine inanc pekisti. Bu amacın gerceklesmesine ayakbağı olan unsurlar  bağımsızlık veya ozerklik talep etmese de  ozerk kimliklerinin tanınmasını talep ettikleri andan itibaren bilkuvve veya fiilen ic dusmandılar. Berlin anlasmasının dıs dusmanlara verdiği genis bir icislerine karısma yetkisinin  ardından Trablusgarp ve Balkan savaslarının sonuclarının yarattığı travma icinde  bağımsızlığını elde ederek ic dusman olmaktan cıkmıs unsurlara karsı cekilen caresizliğin bedelini elde kalan gayrı milli unsurlar odedi. Osmanlı Ermenilerinin yasadıkları dramın  katıksız bir etnik temizlik hareketi olarak tezahur etmesi  bu esiğin asılmasından sonra basladı. Ondan once pogromlar ve cemaatler arasındaki buyuklu  kucuklu catısmalar biciminde gelisen Ermeni sorunu  1914 Yenikoy anlasmasından itibaren farklı bir esiğe tasındı. 
Tehcir fikri ve uygulaması bir ilk değildi. İttihat ve Terakki ilk once  yeni kurulmus Bulgar devletinin Musluman nufusun kendi arzusuyla kacmasını sağlamak icin basvurduğu  cetelerin ahaliyi yıldırmasına goz yumup  anavatanlarına kacmalarını sağlamak yonteminden esinlendi. İttihat ve Terakki nin onde gelenlerinden olan Halil Mentese  bu yontemi acık bicimde tarif eder: Talat Bey  Balkan Harbi ndeki hıyanetleri tebaruz eden anâsırdan memleketi temizlemeyi on safa almıstı. İstanbul Muahedesile Edirne  Kırkkilise ve civarındaki Bulgarlar  Bulgaristan a sevk edilmislerdi. Sıra Trakya daki Rumlara gelmisti. Fakat bu cok ihtiyat isteyen bir isti. Zira yeni harbi doğurabilirdi. Alınan tedbir su oldu: Valiler ve diğer memurin resmen ise mudahale eder gorunmeyecek  Cemiyet in teskilâtı (Teskilatı Mahsusa) isi idare edecek. Bir vak a ihdas edilmeyerek  yalnız Rumlar urkutulecek. Bu talimat dahilinde hareket basladı. Balkan Harbi ndeki hıyanetlerinin tepkisile maneviyatı bozulmus Rum halkı gitmek uzere ayaklandı. 100 bine yakın Rum  kimsenin burnu kanamaksızın Yunanistan a cekilip gittiler. Bundan sonra aynı tarzda İzmir  Bergama  Dikili ve Menemen Rumları da ayaklandılar (...) İzmir civarından da 200.bine yakın Rum Yunanistan a gitti. Aynı yontem Karadeniz bolgesinde de uygulandı. 
Ermenilerin farkı 
Osmanlı Ermenilerinin  Bulgarlar veya Rumlar gibi gonderilecekleri veya kacırılacakları bir yer  bir ulusal toprak  bir baska vatan yoktu. Dolayısıyla Ermeni sorununun  19. yuzyıl sonu ve 20. yuzyıl basında  hem ulkelerarası ihtilafın ana konularından biri olan  aynı zamanda ihtilaflı devletlerin coğunun basvurduğu gonullu veya zorunlu nufus mubadelesi yoluyla cozulmesi mumkun değildi. 
Ermeniler  ırk olarak  ozcu bicimde ic dusman olarak algılanmıyorlardı. Bu nedenle  din değistirenlerin  Musluman ailelerin yanlarına aldıkları cocukların  Musluman erkeklerin zevceliğe aldıkları kadınların bir bolumu fiziki olarak bu coğrafyadan kazınmaktan kurtuldular. Fazla goz onunde olan İstanbul ve İzmir Ermenileri de. 
Geleneksel Osmanlı rejiminde hakim millet konumunda olan Sunni Muslumanlar  buyuk olcude kerhen kabul etmeye zorlandıkları reformların kendi ustun konumlarını ortadan kaldıracağı endisesini tasıyorlardı. Bu endise de  ic dusman kavramına devlet yoneticilerinin tahayyul dunyalarıyla sınırlı olmayan bir toplumsal boyut ve siyasal arac islevi kazandırdı. Orneğin bugun dahi  nufusları toplumun geri kalanına oranla yok denecek kadar az da olsalar  Turkiye Cumhuriyeti yurttası Ermeniler ve Rumlar  aynı zihniyet tarafından  icimizdeki yabancılar veya yerli yabancılar olarak tanımlanıyor. 
Mulkiyet ihtilafı 
İsin bir de  her yerde olduğu gibi  mulkiyet paylasımı cephesi var. 1895 ve 1909 pogromları sırasında veya hemen sonrasında kacan Ermenilerin topraklarına el konulması  ozellikle Doğu vilayetlerinde sonradan surekli canlı kalacak bir mulkiyet ihtilafı yaratmıstı. 1910 lu yılların basında  Doğu vilayetlerinde ve Kilikya da yasanan cemaatler arası gerginliğin artmasında bunun da onemli bir rolu vardı. 
Halil Mentese  kendi ifadesiyle  sark vilayetlerinde Ermenlileri temizleyenlerin taktil ve yağmagerlik curumleriyle yargılanmalarına baslanması nedeniyle tutuklanmasını hatıralarında naklederken  Bu tehcir isiyle alakadar olmayan Turk Anadolu da pek azdır. Bu suretle tedhis ederek bir suru halkı dağlara cıkaracaksınız  bu muthis vaziyette ancak birlik ve beraberlikle memleket korunabilir dediğini aktarır. 
Misakı Milli sınırları icinde Musluman olmayan ahalinin yok edilmesi  hakim milletin onde gelenlerinin onemli bir bolumunun yağmadas kılınarak  millî birlik ve beraberliğin harcının bu ortaklıkla guclendirilmesini sağladı. El konulan malların bir kısmı  Balkan savaslarıyla yerinden yurdundan olmus Muslumanlara dağıtıldı. Bir bolumu yerli esraf arasında paylasıldı veya butce dısı kaynak olarak kullanıldı. Emval-i Metruke İdare Komisyonu eliyle gerceklestirilen servet paylasımının yanında  doğrudan gerceklestirilen el koymalar da bir o kadar onemliydiler. Tehcirin gecici bir onlem olarak tasarlanmamıs olmasının onemli ipuclarından birisi  tehcir edilen kisilerin malları uzerinde tasarruf hakkının hic beklemeksizin Komisyon a gecmesini sağlayan  1915 Eylul unde Mebusan Meclisi nin yayımladığı gecici musadere ve kamulastırma kanunudur. Tehcir edilenler dusman olduklarına gore  mallarının hemen musaderesi ve ganimet olarak paylasılması mubahtı. İc dusmanın tasfiyesinin sadece bir etnik temizlik operasyonu olmaması  bunun aynı zamanda kapsamlı bir servet el değistirmesi operasyonuyla tamamlanması ve yeni milli birliğin harcını guclendirmesi evrensel bir olgudur. 
Ermeni tehciri  Talat Pasa basta olmak uzere  İttihat ve Terakki sorumlularının iddia ettiği gibi  vicdansız ve karaktersiz insanların elinde bir facia seklini almıs olan  esas olarak askeri bir onlem değildir. Ne eli silah tutacak yastakilerle veya silahlı mucadeleye karısmıs Ermenilerle ne de Rus cephesinin geri hatlarının temizlenmesiyle sınırlı olmayan  kadın  yaslı ve cocukların hepsini kapsayan toplu bir yok etme girisimidir. 1915 de Ermenilerin yasadıkları trajedinin  insanlığa karsı islenmis bir suc olarak  Muslumanların da buyuk olcude maruz kaldıkları diğer mezalimlerden onemli bir farkı olduğunu gunumuz Turkiye toplumunun ezici coğunluğu bugun duyabilecek durumda değil. Ustelik  yakın zamana kadar toplumun buyuk coğunluğunun bu konuda korumakta inat ettiği suskunluğu radikal bir inkarcılığa donusturmek icin ic dusman ideolojisini araclastırmada mahir cevreler onemli bir caba sarf ediyor. Ermeni sorunuyla  bunun bu topraklarda yasanmıs olan dramlarla hem butunluk arz eden hem de bunları asan yonleriyle Turkiye toplumunun yuzlesmesi  sadece bir vicdan muhasebesinin gereği değildir. Bu  aynı zamanda  Turkiye Cumhuriyeti icinde rejimin efendilerinin surekli olarak ve cok buyuk bir rahatlıkla ic dusmanlar tespit ederek  bunlara karsı toplu mobilizasyon yontemiyle kendi hukumran konumlarını uretmek kolaylığına neden sahip oldukları sorusunu tarihsel derinliği icinde aydınlatmamızı sağlayacaktır. 
Turkiye toplumunun bilincaltında  ne kadar reddetmeye calıssa da isleyen onemli birkac yaradan biridir bu. Bu yaranın sarılması icin  ne cok farklı saiklerle  farklı cevreler tarafından gundeme getirilen soykırım iddiasına gozu kapalı teslim olmamız gerekiyor ne de taskın bir inkarcılığa kendimizi koyvermekle bunu basarmak mumkun. Ermeni tehcirinin yol actığı buyuk zulmun arkasında yatan devlet iktidar ve olanaklarını elinde tutan guc ve zihniyetin uyguladığı siddetle  o donemlerde aktorleri Ermeni  Turk  Kurt veya Rum olan diğer kapsamlı siddet pratiklerinin arasındaki indirgenemez farkı gorebilmek  takdir edebilmek o yaranın kapanmaya baslaması icin atılacak en onemli adımdır. 
Bu indirgenemez farkı anlama adımını atmak  onemli bir Musluman kitlesinin yasadığı zulum ve katliamı  maruz kaldığı tehciri unutmak veya inkar etmek demek değildir. Ama Ermeni tehciri vesilesiyle insanlığa karsı islenmis orgutlu sucun  islenmis diğer sucları bahane ederek hicbir bicimde mazur gorulemeyeceğini beyan etmektir. 
(Ertelenilen  İmparatorluğun Son Doneminde Osmanlı Ermenileri konferansında sunulacak tebliğin ozeti.)
	
	 
Bu haber  kaynağından gelmektedir. 
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı ()  ve yazarına ait olup,
 bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com