Bir  surekli surgun -  
 
	
 
	
	
	 
	 
	
	Yikilmis bir sehir yakici gunesin altinda bitimsiz bir mezarlik gibi uzaniyor. Sadece ve sadece yikintilar var etrafta. Goz alabildigine enkaz. Ta ilerideki Turk mahallelerine kadar tek tek her semt  koskoca bir alan  yikilmis yakilmis  talan edilmis.
 Kalabaligin cokcasi kadin ve cocuklardan mutesekkil  dullar ve yetimler karsiliyor bizleri Adana da. Ac  perperisan  ailesini yitirmis  kimileri yarali  kimileri hastalikli ve belki de en korkuncu baslarina ne geldigini tam olarak anlayamayan  yasadiklari aciya neyin sebep oldugundan bihaber Ermeni cocuklari... Yetimler karsiliyor beni Adana da. 
Yil 1909. Adana katliaminin uzerinden 2 ay gecmistir. Istanbul un varlikli ailelerinden birinin iyi egitim gormus kizi  genc yasinda yazar olmaya karar vererek Istanbul Ermeni entelektuel cevreleri icinde yetenegi ve kaleminin gucuyle taninmis sahsiyetlerinden biri durumuna gelen Zabel Eseyan  durumu yerinde gormek ve Istanbul a aktarmak uzere Adana ya gelen heyet icinde yer almistir.
Kendisini karsilayan tabloyu bu sozlerle cizer. Aylarca bolgede dolasip notlar alan Zabel Esayan in yasaminda bir kirilma noktasini olusturur Adana katliamlari. Artik agirlikli olarak sanat ve edebiyat sorunlariyla ilgilenen bir yazar olmaktan cikacak  yetenegini  yasananlara taniklik etme  kayda gecirme  duyurma ve sonraki kusaklara aktarma gibi tarihsel bir gorevin hizmetine sunacaktir.
Adana donusu 1 bucuk yil evine kapanir ve aldigi notlardan  Yikintilar Arasinda  baslikli kitabini yaratir. Yikintilar Arasinda kitabinin temel sorunsali   Tarifi kabil olmayan bir kederi ben kelimelerimle nasil tarif edebilirim?  dusuncesidir. 
Bunlari bizlere   Osmanli Ermenileri  konferansinda Zabel Esayan hakkinda bir teblig sunan  romanlariyla tanidigimiz yazar Elif Safak anlatiyor. Bundan sonrasini kimi yerde kendi sozcuklerimle ozetleyerek  kimi bolumleri dogrudan tebligden alarak Elif Safak tan naklen aktaracagim. 
Sonra  1915 gelir. Ermeni erkekler Amele Taburlari na alinmaktadir. Buyuk cogunlugu yok edilecek  Anadolu nun her yerinden Ermeniler tehcire tabi tutulacaktir. Bu surecin baslangicinda 234 kisilik Sakincali Ermeni Entellektueller listesi olusturulmustur. Yazarlar  sanatcilar  milletvekilleri vardir bu listede. Bir de tek bir kadin: Zabel Eseyan. Listedeki kisiler bir gun icinde tek tek evlerinden alinarak tutuklanir. Tamamina yakini bir daha geri donmez.
Zabel mucizevi bir bicimde kacmayi ve yakalanmamayi basarir. Once hastanelerde saklanir  sonra Bulgaristan a gecer. 1917 senesinde  devrimin arifesinde Baku ye gecer.
Bundan bir sene evvel  yani kendine gelir gelmez yaptigi ilk is tehcirden kurtulanlarin tanikliklarini toplamaya baslamak olacaktir. Kendini tumuyle topladigi tanikliklari aktarmaya  bunlari ayni anda Fransizca ya cevirmeye adar.
Fotograflar  belgeler  anilar toplar. Tek bir kaygisi vardir: Unutulmasin!  Sinirlerim o kadar bozuk ki   der  yazmazsam cildiracagim. Dusunmemek icin surekli calisiyorum. Gunde on-on iki saat yaziyor  durmadan taniklik topluyorum. 
Zabel Esayan in sonu da  yasam oykusu kadar trajik. Esinin olumu uzerine iki cocugunu alarak 1933 te Paris ten Ermenistan in bir daveti uzerine Sovyetler Birligi ne gider ve yerlesir. Kitap yayinlamaya devam etmektedir. 
Ancak artik Ermeni milliyetciligi dahil  her turlu milliyetcilige karsi enternasyonalist bir tavir benimsemistir. Elestirel bakisli bir entellektueldir ve sosyalizme olan yakinligina ragmen  elestirel durusundan oturu kisa zamanda Stalin rejiminin damgaladiklari arasina girer. 1930 larin sonlarinda Sibirya ya surulur. Omrunun bu asamasi hakkinda fazla bilgiye sahip degiliz. Cocuklarinin anlattiklarindan Sibirya da oldugunu biliyoruz. Ancak tam olarak ne zaman  nerede ve nasil oldugu ya da olduruldugu mechul.
Zabel Esayan in en buyuk korkusu  toplumsal amnezi   baska bir deyisle bellek kaybidir. Soyle der:  Bugunun uzerinden seneler gececek  siyasi husumetler ve nefret unutulacak  yeni kusaklar gelecek ve onlar yepyeni umutlar ve yeni arzularla bizim simdi yasadigimiz bu kederi tamamen unutacaklar  ama geride bir sey kalacak. Bir halkin cektigi aci.  Kitaplari bu aciya taniklik ederken  bana gore yasam oykusu de hepimize  gercek muhalifligin her turlu iktidar bicimine karsi cikmanin gerektirdigini hatirlatir gibidir.
	
	 
Bu haber  kaynağından gelmektedir. 
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı ()  ve yazarına ait olup,
 bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com