Turnusol kagitlari -
Baba ve Pici okumaya onceki hafta bir seminer icin Isvec e giderken basladim ve oradayken bitirdim. Dondugum gun havaalaninda karsilastigim bir dostumdan bir gun once (21 Eylul) davanin beraatle sonuclandigini ogrendim. Boylece bu sayida sadece bir edebiyat olayi olmaktan cikan bu kitap ustune yazmaya karar verdim.
Ama bu yazida kitap ustune estetik yargi ozelligi tasiyan bir onermede bulunmayacagim. Bu alana giren olumlu ya da olumsuz bir soz soylemeden once biraz daha dusunmem gerektigini hissediyorum. O alana girmeden de okunmasini tavsiye edebilirim ve zaten oyle yapiyorum.
Elif Safak simdiye kadar yazdigi romanlarinda son yirmi otuz yilin post-modern adiyla tanidigimiz roman tarzinin bazi ozelliklerine yer verdi. Aynalar akrabaliklar ozdeslikler rastlantilar bunlarin arasinda.
Zaman zaman dogaustunun de olay orgusune karistigini goruyoruz. Bunlar soz konusu tarzin icinde yadirganacak seyler degil. Ama Baba ve Pic sozkonusu oldugunda ayni seyin ayni kolaylikla soylenip soylenemeyeceginden emin degilim. Estetik yargi yi geciktirmeyi tercih etmemin nedeni de oncelikle bu.
Halklarin benzerligi ve farkliligi
Cunku en basta Ermeni kiyiminin merkezi konu almasiyla bu roman gercek tarihle ozel bir iliski kurmus oluyor. O iliski cercevesinde postmodern romanin simgesellikleri paralellikleri ve bunlarla ortaya cikan rastlantisallik amaca uygun mu degil mi karar vermek zor.
Ama bu konulari bir yana -bir sureligine- biraktiktan sonra dikkat edecek uzerinde duracak ve kafa yoracak pek cok sey var gene karsimizda. Kusaktan kusaga yasanan farklilasmalarin Ermeni ve Turk halklari arasindaki benzerligi ve farkliligi bunlardan biri ve Elif Safak tarafindan cok iyi incenlemisler.
Degisik kulturlerin karsi karsiya gelme bicimlerinde simdiye kadarki butun romanlarinda son derece basariliydi zaten - burada da ayni performansi goruyoruz.
Gorebildigim kadariyla Elif Safak bu karsilasmanin bundan boyle verecegi sonuclar hakkinda iyimser. Genc kusaklarin iki taraftan da kendi taraflarinin simdiye kadar urettigi engelleri kosullanmalari anlayissizliklari tek yanli bakma aliskanliklarini asabileceklerini dusunuyor. Son kertede ben de bu iyimserligi paylasmaya hazirim ama bu kitapla ilgili olanlar da islerin pek bu kadar kolay olmadiginin kaniti gibi duruyor onumuzde.
Turkiye nin icinde bulundugu su asamada cok daha siradan cikintisiz sorunlar bile Ne olmak istiyoruz? gibi buyuk sorunlara hemen eklemleniyor o yone dogru evriliyor ve bircok sey herkesi bir taraf haline getirecek bicimde calisiyor.
Fikir veriyorlar
Boyle bir ortamda zaten telaffuz edilir edilmez bircok ates tutusturan Ermeni sorunu gibi bir konuyu ele alan bir romanin hemen bu savas cephesinin onemli bir noktasi haline gelmesi-getirilmesi sasilacak bir sey degil.
Her olay bu toplumda herkesi o dedigim soruya dogru itiyorsa Ne olmak isterim? sorusunu sorduruyorsa Baba ve Pic kavgasi da bu cercevede ele alinmali. Bu kitabi yazan kisi nasil bir insanlik anlayisi na sahip? Insanlara sevgi ve anlayisla mi yaklasiyor; yoksa nefret ve kahretme tutkusuyla mi? Tabii ayni sorulari ona ve bircogumuzun savundugu degerlere saldiran cephe icin de sormaliyiz.
Romandan baglamindan kopartilmis sozler cikararak yazarinin maddi ama daha onemlisi manevi cezalara carptirilmasini isteyenler uyguladiklari yontemlerle nasil bir ahlâk adina konusuyor insanlari nasil bir ahlâk a cagiriyorlar? Ihbar edenleri olan olay uzerine kalem oynatanlari ile bizi yasatmak istedikleri dunyanin ozellikleri hakkinda epey zengin fikir veriyorlar aslinda. Bunlar hep yurudugumuz ve daha uzun sure yuruyecegimiz yolun olgularinin turnusol kâgitlari aslinda.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com