Buyuk birader lere hayir - Haber Arşivi 2001-2011
16 Mayıs 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Մարերի / Օր : Մանի / Ժամ : Երկրատես

Haber Arşivi 2001-2011 :

16 Ekim 2006  

Buyuk birader lere hayir -

Buyuk birader  lere hayir

Fransiz Ulusal Meclisi Osmanli Ermenilerinin l. Dunya Savasi sirasinda maruz kaldiklari katliamlari soykirim olarak tanimlamayi reddetmeyi suc ilan eden yasayi kabul etti. Boylece 2001 yilinda Meclisin bir bildiri biciminde yayimladigi Fransa nin Ermeni soykirimini tanidigini ilan eden yasa tamamlanmis oldu. Eger hukumet yasayi Senato ya bu yasama yili icinde gonderirse ve Senato ayni donem icinde yasayi oldugu gibi kabul eder ve Cumhurbaskani bunu onaylarsa 2007 nin ilk yarisinda Ermenilerin soykirima maruz kalmadiklarini ifade etmek Fransa da suc sayilacak. Bu yasanin Senato da uyutularak yasanin yururluge girmeden gundemden dusurulmesi olasiligi var. Ama yasa uyutulsa da sorun cozulmus olmayacak. Hukumetin karsi oldugu bu yasa onerisini Ermeni kokenli secmenlerin yogun oldugu bolgeden secilmis bir Sosyalist Parti milletvekili Meclise getirdi. Ama yasanin iktidar ve muhalefet partisi miletvekillerinin cogunlugunun karsi olmasina hukukcularin ve tarihcilerin bu tur tanima ve vicdan yasalarini siddetle elestirmelerine ragmen Meclisin beste birini olusturan milletvekillerinin oyuyla yasanin kabul edilmesini sadece Ermeni oylariyla izah etmek mumkun degil. Boyle bir izah tarzi bu kararin arkasinda yatan derin ve bir o kadar endise verici egilimleri gozden kacirmaya yol aciyor. Boyle bir yasa tasarisinin Fransa da gundeme gelmesinin ortaya koydugu farkli olgulari birkac baslik altinda toplayabiliriz. Birinci sorun baska bircok konuda oldugu gibi bazi yasalarin Mecliste hazir bulunan kucuk bir milletvekili grubu tarafindan gecirilebilmesi yasalarin demokratik mesruiyeti sorununu gundeme getiriyor. Buna cok az oy farklariyla kazanilan secimlerin tek temsilcili dar bolgeli secim sisteminin belli bolgelerde yogunlasmis dar cikar gruplarina siyasal partilerin bagimli kalmasinin yarattigi siyasal iradenin temsil yetenegi sorunu ilave oluyor. Ikinci sorun yari baskanlik sisteminde yasama gucunun yurutmeyi denetleme ve siyasal inisiyatif alma yetilerinin zayiflamasiyla baglantili. Siyasal olarak cok fazla gucu olmayan milletvekilleri siyasal gorev boslugunu simgesel olarak guclu vicdani cikislarla telafi etmeye calisiyorlar. Vicdan siyaseti siyaset alanini isgal edebiliyor. Bu cercevede Meclisin bildiri niteliginde bir yasa cikarmasi Fransa da anayasaya aykiri olmasina ragmen vicdan siyasetinin marjinal secmen siyasetine ilave olmasi nedeniyle bu yasayi kimse Anayasa Mahkemesine goturmuyor. Vicdan siyasetiyle secim kaygisi birlestiginde ortaya boyle bir ucube cikabiliyor. AB uyeligi faktoru Fransa da parlamentoda kucuk bir grubun boyle bir yasayi kabul ettirebilmesinin baska bir nedeni Turkiye nin AB uyesi olma talebinin bu ulkede yarattigi buyuk huzursuzluk. Gercekten bugun Fransa da toplumun onemli bir bolumu Turkiye nin uyeligine karsi bilincli veya bilincsiz ama guclu bir tepki gosteriyor. Tam bu noktada Ermeni soykiriminin inkar edilmesinin suc oldugunu ilan eden yasa siyasetin bu tepkiyi araclastirmasinin somut bir tezahuru. Onune cikarilan engellerden Turkiye nin yorularak uyelik talebinden vazgecmesi de amaclaniyor. Bellek ve vicdan yasalari turunden yasalarin siyasal manipulasyonlara nasil acik oldugunu bu gelisme net bicimde gosteriyor. Ucuncu sorun icinde bulundugumuz donemde giderek artan kimlik politikalarinin kimlik taninmasi taleplerinin siyasete ikame olmasi tehlikesiyle ilgili. Vicdan siyasetinin ilgili konularda bu kimlik taninmasi siyasetlerine eklemlenmesi dogrunun belirlenmesi yetkisinin siyasal gucun eline gecmesi sonucu dogurabiliyor. Kanun yoluyla tarihsel olgulari tartisilmaz dogmalara donusturmek demek bu. Yasama gucunun tarihi dogrulari tespit etmesi bunlara aykiri soz soyleyenleri cezalandirmaya karar vermesi demokratik ilkelere butunuyle aykiri bir gelismedir. Fransa da yakin tarihte cikmis benzer icerikte yasalar var. Bu yasalarin soz ve dusunce ozgurlugune ve akademik ozgurluklere karsi bir mudahale oldugunu Fransa da bircok tarihci ifade etti. Bunun baska benzer girisimlere yol acma tehlikesinden endiseliler. Nitekim Fransa da kolonyal gecmisin olumlu yanlarinin okullarda ogretilmesini ongoren bir yasa da Mecliste kabul edildi. Tarihcilerin bardagini tasiran da bu girisim olmustu. Demokrasi siyasal ve toplumsal konularda dogrunun mutlakliginin reddedilmesini icerir. Bu ilkeyi bilimsellikle iliskilendirmek de anlamsizdir. Toplumsal konularda anlamin yeryuzune indirilmesinin insanlara ickin kilinmasinin olmazsa olmaz bir kosuludur bu. Bugun dunya tepsi gibi duz ve yuvarlaktir inanci ifade edilebilir. Bilimsel acidan bariz bir yanlis olan bu inanci savunarak cografya ogretmeni profesoru olunamaz. Ama basarili bir denemeci veya romanci olunabilir. Kamu alaninda bu iddia ozgurce dile getirilebilir. Bu iddiayi savunan bir yazar bu konuda yazdigi bir eseri basacak yayinevi bulursa yayimlatabilir. Olmazsa kendi parasiyla bir matbaada bastirabilir. Bu iddialar zirvaliktir demek de elbette mutlak bir haktir. Gercekler Bakanligi Demokrasilerde herhangi bir yasayla yanlisligi bilimsel olarak kanitlanmis bir iddianin dile getirilmesi yasaklanamaz. Benzer bicimde Kur an in Allah in kelami degil Hz. Muhammed in aklindan gecenlerin bir ifadesi oldugunu beyan etmek de soz ve dusunce ozgurlugunun olmazsa olmaz bir parcasidir. Veya son Osmanli sultaninin vatan haini ya da vatansever biri oldugunu ifade etmek de. Bu ornekleri cogaltmak cok kolay. Demokrasilerde bir curumu ovmek suc teskil edebilir. Ornegin tarihciler Fransa da Yahudilerin maruz kaldigi soykirimi ovmenin sadece suc olarak tanimlanmasinin dogru bir karar oldugunu belirtiyorlar. Soykirim tabirini inkar etmenin suc olarak tanimlanmasina karsi cikiyorlar. Bir baska konu toplumsal baris. Fransa da cok sozu edilen toplumlarin tarihleriyle yuzlesmesi gereginin diger adiyla bellek calismasinin toplumsal barisi guclendirecegi iddiasinin tehlikeli yonu bunun siyasal alanda araclastirilmasidir. Bellek calismasi bellek yasalarina donustugunde bellek artik calismaz donar. Mutlakin ve dogmanin esiri olur. Bu nedenle Fransa da tarihin kanunla yazilmasi yonunde atilan adimlarin baska ulkelere de ornek teskil etmesi toplumlar arasi catismalari yatistirmak degil tersine her toplumda cogunlugun inandigi mutlak dogrulara bilinclerin hapsedilmesi sonucu yaratacaktir. Bu da gecmis yuzyillarda insanlik tarihinin tanik oldugu inanc savaslarina kapinin acilmasi demektir. Tarihin ve dogrularin kanunla belirlenmesi Buyuk Birader in Gercekler Bakanliginin bilincimize ve bellegimize hakim olmasi demektir. Turkiye toplumunun Fransa Ulusal Meclisi milletvekillerine verecegi en guclu yanit ulkemizdeki Buyuk Biraderi etkisiz kilmaktir. Ulkemizdeki ceza yasasinin benzer maddelerini ve buna iliskin uygulamalari bir an once gundemden kaldirmak yapmamiz gerek ilk is degil midir? Fransa Ulusal Meclisine kizalim elbette ama Turkiye de yapacak cok isimiz var.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+