Neler kaybettik neler - Haber Arşivi 2001-2011
28 Nisan 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Սիմ / Ժամ : Հուրփեայլեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

14 Aralık 2007  

Neler kaybettik neler -

Neler kaybettik neler

Orhan Turker in kitabi iyi dusunulmus bir kentsel tarihsel envanter sunuyor. Bu bolgede girisilecek imar ve restorasyon gibi faaliyetlerde goz onunde bulundurulmasi gereken oncelikleri bir bir siraliyor Merkezi Istanbul tutkulu bir gentrification atagi altinda. Gentrification un ne demek oldugunu bilmeyenlere hemen aciklayalim; mimari bir kavram. Gelismis metropollerde zaman icinde sosyolojik cokuntu mintikasi haline gelen kent merkezlerinde yerlesik olan alt katman sosyal siniflarin rant degerinin cok artmasiyla beraber yerlerinden surulup burada yer alan yapilarin restore edilmesi guzellestirilmesi ihya edilmesi. Bambaska bir sosyal sinifin bu bolgelere avdet etmesi. Bu sozcugun tam Turkce karsiligi henuz bulunamadi. Soylulastirma diyenler var merkezlilestirme diyenler var dogrudan Centrifikeysin diyenler de var. Masalsi tarihsel kent Istanbul kuresel kapitalizmin ilgi ve alakasini derleyince oldurucu bir yapilasma atagi ile karsi karsiya kaldi. Her turden kredi pazarlamacisi insanciklarin ev sahibi olma gudusunu agiz tadiyla manipule etti. Kalplere deprem korkulari salindi. Ozel yasalar cikarildi. Kentin uzak diyarlarina nice nice havuzlu siteler yapildi. Halkimiz mallandirildi. Borclandirildi. Ama sonra bir bakildi; kent demek merkez demek. Kimse uzaklarda olmak istemiyor. Bu kez centrifikeysin a saldirildi. Vatandas bir de boyle rant kavgasina sokuldu. Bu yontemler bizim gibi mimarlik sosyolojisi ugrunda cok diyetler odemis nice diplomalardan feragat etmis mimarlar icin sir degil. Batida da ayni surecler islemis. Bunlari biliyoruz. Ama asil onemli ve huzun verici olan su ki; tum bu hayhuy icerisinden dunyanin kadim zamanlardan bu yana en onemli baskentlerinden biri olmus Istanbul mahvedildi mahvediliyor. Tarihsel miras listelerinden cikarilmak tehdidi ile yuz yuze geldi. Bu hazindir; gercek bir trajedidir. 24 Ocak kararlarinin hemen ardindan kati neo-liberal uygulamalarin agir dayatmalari ile karsi karsiya kalan Turkiye de sadece sosyal-siyasal ve ekonomik bir dagdaga degildi soz konusu olan. Neo-liberal olum makinasi bir buldozer gibi butun disiplinlerin uzerinden geciyordu. Soz konusu bir tarihi kent oldugunda bunlardan mimarinin payina dusen ise trajediden baska bir sey degildi. Tarlabasi nda Galata da Balat ta bulvarlar acmak icin tarihi yapilar gumbur gumbur asagi indiriliyor nazende Bogazici nde kopruler tuzagina zevkle dusuluyor Bogaz on gorunum alani yagmaya aciliyor kazikli yollarla sahillerdeki dokular mahvediliyordu. Galata da Persembepazari nda Halic te son kalintilarin yer aldigi mintikalarda tarihin derin izlerini tasiyan paha bicilmez degerdeki yapilar pervasiz yikimlarla yok ediliyor basit kentsel fonksiyonlarin hizmetine sunuluyordu. Yuruyup giden mimari vandalizmden baska bir sey degildi. Bizler o yillarda Mimarlar Odasi na siginmis birkac genc mimar olarak meslegi filan bir kenara birakmis tarihin bu yikilisina alasagi edilisine engel olmaya calisiyorduk. Az sayidaki adanmis arkadasimizla beraber Mimarlar Odasi ni tarihin alasagi edilmesine direnen bir merkez haline getirmeyi basarmistik o yillarda. Belki bircok yikima engel olamadik ama kurtardigimiz yapilar da az degildi. Hepsinden onemlisi sivil mimari bilncini uyandirmayi basarmistik toplumda. O gun biz tarihi evler yikilmasin diye cirpinirken bizle alay eden bizi her seye karsi olan muzmin solcular olarak nitelendiren sonradan gorme burjuvazi simdi fellik fellik yuksek tavanli ev ariyor Cihangir de Balat ta Tarlabasi nda tarihi Rum evlerini ziyaret yeri haline getiriyor bunlar icin servetler oduyor... Tum bunlari neden anlatmaktayim? Galata dan Karakoy e-Bir Liman Hikâyesi adli bir kitap cikti. Yazari Orhan Turker. Orhan Turker kaybedilmis bir tarihsel bolge olan Galata daki son kalintilari son yapilari son degerleri tespit etmeye yonelik bir kitap hazirlamis. Kitap korumacilik alaninda dusunen calisan tarihsel kalitlara ehemmiyet veren okurlarin ilgisini derleyebilecek ogelerle dolu. Soz konusu kitap Orhan Turker in bu alanda yaptigi tek arastirma degil. Osmanli Istanbul undan Bir Kose Tatavla Mega Revma dan Arnavutkoy e Bir Bogazici Hikâyesi Fanari den Fener e Bir Halic Hikâyesi Halki den Heybeli ye Bir Ada Hikâyesi Nihori den Yenikoy e Bir Bogazici Koyunun Hikâyesi Prinkipo dan Buyukada ya Bir Prens Adasi nin Hikâyesi Therapia dan Tarabya ya Bir Diplomatlar Koyunun Hikâyesi Antigoni den Burgaz a Kucuk Bir Adanin Hikâyesi gibi kitaplari da var. Uzerinde oturdugumuz hazine Galata dan Karakoy e ilk defa 2000 yilinda basilmis. Elimizdeki ikinci baskisi. Kitap Osmanli tarihi icinde de Bizans ta oldugu gibi ayriksi hatta zaman zaman ozerk bir duruma sahip Galata nin tarihcesi ve konumunu anlatarak ise basliyor. Daha sonra Galata daki Rum nufus yapisi Galata ile Sakiz Adasi arasindaki ilintiler bolgenin idari yapisi Galata daki Rum kiliseleri Ayazmalar dernekler hastaneler camiler Ermeni kiliseleri sinagoglar Rus manastirlari Galata okullari denizyolu baglantilari Galata Rihtimi bolgedeki gocler Galata Borsasi Galata bankerleri tiyatrolar meyhaneler barlar genelevler oteller cesmeler hamamlar tunel ve tramvay Galata da iz birakmis isimler yanginlar ve tulumbacilar 1894 depreminde Galata Galata da Papa Eftim olayi Karakoy Meydani Istimlakler ve yikimlarla anlatisini surduruyor. Orhan Turker in Galata dan Karakoy e adli kitabi oldukca basarili ve iyi dusunulmus bir kentsel tarihsel envanter sunuyor bizlere. Bu bolgede girisilecek imar islah restorasyon gibi faaliyetlerde goz onunde bulundurulmasi gereken oncelikleri bir bir siraliyor. Girisilebilecek herhangi bir densizlik icin simdiden onumuze roper noktalari isaretler kayitlar koyuyor. Uzerinde oturdugumuz tarihsel hazinenin ne kadar hor kullanildigini ve aslinda ne duzeyde bir ehemmiyet tasidigini belagate fazla girmeden listeler halinde siraliyor. Bilindigi uzere Galata icin cok onemli bir proje gundeme gelmisti gecen yil: Galataport. Tophane den Galata Koprusu ne kadar olan alani icine alacak oldukca buyuk bir kentsel projeydi bu. Basinda bu projenin ihalesi konusunda cesitli spekulasyonlar oldu. Dogrusu isin maddi yanlari ile ilgilenmek benim tarzimdaki yazarlara dusmez. Fakat bu tur projeler icra edilirken dikkate alinmasi gereken unsurlar Orhan Turker in kitabinda oldukca ciddi bir sekilde siralanmis belirlenmis. Yetkililer bu hususlara dikkat ederlerse kanimca cok iyi olur. Kitabin biz edebiyatcilar icin sempatik gozukmeyen yani ise son derecede dokumanter envanter cikarmaya yonelik belagatten uzak tutumudur. Bizler yorenin tatli anlatilarini efsanelerini anekdotsal ayrintilarini sen sakrak cezbedici tecessus uyandiran mufassal hikâyelerini bilmek duymak isterdik. Biz edebiyatcilar boyle seyleri cok severiz. Belki de bilincli bir tercih olarak Orhan Turker kitabinda bu edebi unsurlara egilim gostermemis. Bu da kitabi bambaska bir alanda ciddi bir referans kitap olmak noktasina tasimis. Galata yoresini kurtarmak icin Galata daki Ingiliz Dis Karakol Binasi ni satin alarak ofisini oraya tasiyan binanin giris katinda cok tatli bir butik restoran olusturan Galata Dernegi nde yillarca degerli calismalara imzalar atan hossohbet rind dostum Mimar Mete Goktug dan bu hikâyeleri bu efsaneleri bu tatli anlatilari yillarca bir masal aleminde gezer gibi dinledigim icin dimagim bu tadi aradi. Bu kitabin amaclari ise bir baska yone munhasir. Bunu kitabin arka kapagi pek guzel betimliyor: Evliya Celebi nin Meyhanecileri Rum saticilari Ermeni ulufecileri Yahudi dir diye anlattigi bolge gunumuzde kalan son birkac Rumu tek tuk meyhaneleri yirmi uc kisilik cemaati ile uc kilisye sahip Turk Ortodoks Patrikhanesi ogrencisiz Rum okulu hanlardaki elektronik esya dukkânlari ve baklava imalathaneleri ile geceleri yasamayan garip bir semte donusmustur. Galata dan Karakoy e sadece bir semtin calkantili oykusu degil ayni zamanda bir Istanbullu olarak neler kaybettigimizin de aci bilancosudur. GALATA DAN KARAKOY E Bir Liman Hikâyesi Orhan Turker Sel Yayincilik 2. basim 2007 110 sayfa 12 YTL.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+