ABD nin basarisizligini unutturan filmler -  
 
	
 
	
	
	 
	 
	
	Yarisma disi gosterilen 2 film  Amerikan sinemasinin 61. Festival deki basarisizligini unutturdu. Woody Allen’in komedi dunyasina donusunu mujdeleyen  Vicky Christina Barcelona   sanatcinin sevilen mizah gucunu yansitan sevimli bir komedi. Kapanis Gala’sinda gosterilen Barry Levinson’un  Robert Altman’in filmlerini hatirlatan   What Just Happened?”  bizleri Hollywood’un kulislerine goturen hos bir komedi. 
61. Festival  Ceylan’in odulunu yalniz ve guzel ulkesine adadigi festival olarak anilacak
Aile baglarini sorgulamayi surduren Kanada’li Atom Egoyan  surprizlerle dolu  Adoration”da gecer not aldi. Bu yaziyla Cannes defterini kapiyoruz
Gecen haftaki yazimizda Cannes’dan eli bos ayrilan Amerikan sinemasinin yarisma filmlerini elestirmistim. Hollywood’un 61. Festival’de aldigi tek odul   Che” filminin Puerto Rico asilli basrol oyuncusu Benicio del Toro’ya verilen En Iyi Aktor oduluydu.
Bu yazimizda  Che” filminin  yarisma disi gosterilen diger iki Amerikan filminin ve nefis bir Kanada filminin elestirileriyle  Cannes defterini kapatiyoruz.
Cannes’a hep yarisma disi filmlerle katilmayi kabul eden Woody Allen’in  yine Avrupa’da yaptigi son filmi  VIcky Christina Barcelona”si ile Kapanis Gala’sinda gosterilen  eski tufeklerden Barry Levinson’un  What Just Happened? / Tam Olarak Ne Oldu?” komedisi  ABD’nin yarisma filmlerinin basarisizligini unutturan iki film oldu.
ABD’nin komsusu  sinemada her zaman iddiali Kanada  61. Festivalde  Atom Egoyan’in  Adoration”u ile Cannes’dan eli bos donmedi   Kilisler Birligi Odulu” sayilan Ekumerik odulu kazandi. Bariscil mesajlar veren filmde  Ermeni asilli Atom Egoyan  din ve kulturel farklilaklar uzerinden  fetisizmin gerekliligi uzerinde duruyor.
Ekumenik juri   Adoration”un tercih edimesinin sebebini soyle acikliyordu:  Geleneksel ve guncel semboller araciligiyla  filmin yaraticisi  bizleri kulturumuzun ve dinimizin mustereklerinde birlesmeye davet ediyor.”
 CHE” FIYASKOSU 
Ilk filmi  Seks Yalanlari” ile Cannes’da 1989’da Altin Palmiye kazanan Steven Soderberg’in inisli cikisli bir kariyeri var.  Erin Brochovich” (2000) gibi basyapitlari da var   Kafka” (1991)  The Good German” (2006) gibi fiyaskolari da   Ocean’s Eleven” (2001)   Ocean’s Twelve” (2004) gibi ticari filmleri de. 
Soderberg  2003’te juri baskan olarak geldigi Cannes’a bu kez Che Guevara’nin hayatini anlatan iki filmini ayni gunde gosterilmesini sart kosan bir yonetmen olarak geliyor. 
4 Oscar odullu  Trafik” filminin yapimcilariyla yeniden isbirligi icine giren ve 7 yilda hazirlanan filmin ilk bolumu  The Argentine” Che Guevara’nin Kuba gunlerini  ikinci bolumu  Guerilla” ise Bolivya seruvenini anlatiyor. 
Ilk bolum  1956 yilinda yanindaki 80 gerilla ile Batista Hukumeti’nin devirmeye calisan Fidel Castro’nun ihtilal tesebbusuyle basliyor. Gerillalardan biri Arjantin’li genc bir doktor olan Ernesto  Che” Guevara’dir. Atesli soylemleri  ustun liderlik vasfi ve Kuba koylusunun destegini kazanmadaki olaganustu huneriyle   Che”nin destekledigi devrim gerceklestirilir. Fulgeniro Batista ulkeden kacar. 
Ilk bolum genc bir doktorun guclu bir komutana  ardindan bir halk kahramanina donusmesinin oykusunu izliyoruz. Soderberg  bugune kadar yapilan  Che” filmlerinin disinda  yeni bir sey soylemiyor. Kisisel bir yorumu yok. Kendisinin de dahil oldugu 3 kisilik senaryo ekibinin ozgun bir becerisi yok. Filmin tek artisi Ispanyolca olusu. 
2. bolum  Guerilla”  Kuba ihtilalinden bir gun sonra ortadan kaybolan  gizlice Bolivya’ya gocen  arkadaslariyla bir Latin Amerika ihtilalinin altyapisini hazirlayan Che’nin oykusunu anlatiyor. Bolivya koylusunun destegini kazanamayan bu baskaldiri husranla neticeleniyor  koylunun ihbar ettigi Che yakalanip olduruluyor. 
 Bu baskaldiri  fedakarlik  cesaret ve tutarlilik destani olan 2. Bolum ilkine nazaran basarili. Che’nin gunumuze dek idealizmin ve kahramanligin sembolu olmasinin sebeplerini ustalikla yansitiyor. Ancak butunuyle  Che” agizlarda buruk bir tad birakan  dus kirikligi yasatan bir film. 
 
WOODY ALLEN’IN DONUSU
Woody Allen Cannes Film Festivali’ne 11 kez geldi. Yarismaya katilmayi reddettigi icin  11. filmi  Wicky Christina Barcelona”da digerleri gibi  yarisma disi gosterildi. Sanatci 1985’te  Kahire’nin Mor Gulu” filmiyle Cannes’da Uluslararasi Sinema Elestirmenleri odulunu kazanmisti. 
Yilda 1 film prensibiyle  72 yasinda olmasina ragmen  uretkenligini surduren enerjik yonetmen  Ingiltere’de yaptigi son 3 filmle hayranlarini dus kirikligina ugratmisti.  Match Point”   Scoop” ve  Cassandra Ruyasi” bizlere   Woody Allen efsanesinin sonu mu geldi?” sorusunu sorduran vasat filmlerdi.
Cok sukur Ingiltere’den uzaklastigi  ama yine Avrupa’da yaptigi  Vicky Christina Barcelona”  adindan da anlasildigi gibi Ispanya’da cevrilmis bir film. Hem sanatcinin bilinen ve sevilen mizah gucunu yansitan  eski formunu hatirlatan  makineli tufekten cikmiscasina gelen esprilearle renklenen  muthis bir komedi.
Her zamanki gibi  kendi yazdigi senaryodan yola cikan Woody Allen  Barcelona’ya tatillerini gecirmek uzere gelen iki New York’lu genc kadinin oykusunu anlatiyor. Scarlette Johanson ile Rebecca Hall’un oynadigi 2 guzel turist  Barcelona’da  karizmatik  yakisikli bir Ispanyol ressam (Javier Bardem) ile tanisirlar. Belali karisindan (Penelope Cruz) yeni bosanmis olan ressam  evliligin esigindeki Vicky’yi ve muthis sarisin Christina’yi  sirasiyla bastan cikarir. Eski karisinin eve donme karari almasindan sonra  3 kadin tarafindan paylasilamayan erkek konumundaki ressamin  sevgililerini ustalikla ve beceriyle teker teker yatagina almalarini izliyoruz.
Durum komedilerinin buyuk ustasi Woody Allen  eski formunu hatirlatan enerjik sinemasiyla  izleyicisine hos vakit gecirtiyor. Filmde aralarinda Ispanyolca konusan Peneloppe Cruz ile son donemin gozde aktoru Javier Bardem harikalar yaratirken  esmer guzeli Rebecca Hall ile Scarlette Johanson yanlarinda ezilmiyorlar.
 
HOLLYWOOD’UN KULISLERINDE
Filmografisindeki  Rain Man / Yagmur Adam” (1988)   Goodmorning  Vietnam / Gunaydin  Vietnam” (1987)   Avalon” (1990) gibi basyapitlarindan sevdigimiz  67 yasindaki Barry Levinson’un eski formunu kordugunu gormek  guzel sey. 61. Festival’in kapanisini yapan  What Just Happened? / Tam Olarak Ne Oldu?” izleyicisine hos 2 saat gecirten  mesajlariyla dusunduren  hos bir komedi.
Art Linson’un zekice kotarilmis  nefis diyaloglar iceren senaryosuyla film  bizlere Robert Altman ustasinin  Player”ini hatirlatiyor. Hollywood’un sinema cevlerinin kulisine izleyiciyi davet eden film  sinemanin mutfaginda olup bitenleri  eglendirici bir tonla anlatiyor.
Kac turlu film yapimcisi vardir  starlarla iliskileri kimler surdurur  filmlerin test gosteriminde anketlere gore senaryo nasil degistirilir  bir senaryo yazari nasil tikaniklik yasar  starletler goze girmek icin ne yapar  unlu oyuncularin emprezaryolarinin islevi nedir  yonetmenin bagimsizliginin sinir nedir gibi sayisiz soruya cevap veren film  tipki Robert Altman’in filmleri gibi bol karakterli.
Ikinci derecede onemli bir yapimci olan Ben  (Robert de Niro) muthis ikna kabiliyeti ve pazarlik gucu ile herkesin sevdigi  katalizor islevli bir yapimcidir. Ikinci evliligi de fiyasko ile neticelenmek uzeredir. Ustelik aklindan silemedigi karisi Kelly’nin (Robin Wriglat Penn) antipatik senaryo yazari Scott (Stanley Tucci) ile gizli bir ask yasadigini ogrenmistir.
Sean Penn’in kendini oynadigi filmde  Ben egzantrik bir yonetmene tamamladigi filmin sonunu degistirmesi gerektigini anlatmaya calismaktadir. Zira amiri (Catherine Keener) filmin gise basarisini saglama almak icin bunu emretmestir.
Diger taraftan  yeni bir filmin kontratli aktoru (yine kendini oynayan Bruce Willis) cekim gunu sete muthis cirkin bir sakalla gelmistir. Emprezaryosu (John Turturro) Bruce Willis’e sakalini kesmesini  aksi takdirde yapimcilarin korkunc bir tazminat davasina hazirlandiklarini soylemekten cekinmektedir.
Barry Levinson  mukemmel bir sinematografi esliginde  elindeki surpriz dolu senaryoyu isliyor. Dev oyunculardan olusan oyuncu kadrosu kendisine destek veriyorlar. Cogu kendi rollerini oynayan  yakindan bildikleri bir sekilde canlandiran oyuncularin icinde  Robert de Niro sivriliyor.
 
GERCEGIN PESINDE
Misir dogumlu  48 yasindaki Kanada’li yonetmen   Ararat” (2002) filminin yaraticisi ve Ermeni haklarinin fanatik savunucusu olarak  biz Turk sinemaseverlere antipatik gelebilir.
Ama bu  yonetmenin  Exotica” (1994)   Felica’nin Yolculugu” (1999)   The Sweet Hereaffer” (1987 Cannes Juri Buyuk Odulu) gibi basyapitlarin sahibi  saygin bir sinema adami oldugu gercegini degistirmez.
Siirsel sinema uslubuyla  Atom Egoyan her filminde soylenecek sozu olan  ozgun olmayi basarabilen bir yonetmen. 61. Festivalde Kanada’yi temsil eden son filmi  Adoration”da  ailesini trafik kazasindan kaybetmis  dayisiyla yasayan bir gencin oykusunu  yine sayisiz katmanlar kullanarak anlatiyor.
Atom Egoyan’in sinemasi  bir senarist-yonetmenin izleyiciyi manipule etmedeki sonsuz hurriyeti uzerine kurulu. Sinemaci gercegin istedigi yuzunu teshir eder  istedigini gizleyebilir.  Adoration”un muthis surprizli finalinde  Egoyan’in bu becerisine sapka cikariyoruz. 
Filmin kahramani  17-18 yaslarindaki yetim  zeki lise ogrencisi Simon  vaktinin cogunu internette gecirir. Kendisine ozel bir ilgi duyan ogretmeni (her zamanki gibi muhtesem Arsinee Khanjian) caktirmadan ozel hayatina girmeye calisir.
Cok gecmeden bunun sebebini ogreniriz. Simon’un babasi ogretmeninin ilk karisidir.
Atom Egoyan  bu filmden once  karisi ve oglu Arshile’in annesi  Arsinee Khanjian’in Beyrut’taki cocuklugunun izlerini arastiran bir belgesel cekmisti. Tiyatro ve sinema oyuncusu Khanjian   Adaration”daki gizemli atmosferin saglanmasinda pay sahibi.
Insanin karsisindakini dinlemek ve anlayabilmek icin caba sarfetmesi gerceginin tekrar altini cizen Atom Egoyan  sinemasinin karakter ozelligi  aile baglarinin sorgulanmasi temasini   Adoration”da da  isliyor. Ayrica  Kanada  Israil  Lubnan ucgeninde  11 Eylul sonrasi terorizmle ilgili sorular soruyor.
SON SOZ: 3000 akredite gazatecinin  93 ulkeden yapimci  dagitimci 10.000 sinema adamaninin takip ettigi  5500 filmin gorucuye ciktigi  dunyanin dort bir yanindan gelen sinema sanayisi temsilcisi ve sinema hayranlarinin sayisinin 40 bini gectigi tahmin edilen  61. Uluslararasi Cannes Film Festivali geride kaldi.
Bu festival  Nuri Bilge Ceylan’in odulunu   tutkuyla sevdigi yalniz ve guzel ulkesine adadigi” festival olarak anilacak.
	
	 
Bu haber  kaynağından gelmektedir. 
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı ()  ve yazarına ait olup,
 bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com