Avukatlarindan Dink in Ardindan Gecen Iki Yilin Ozeti -  
 
	
 
	
	
	 
	 
	
	Devlet  bu cinayetin sorumlulugundan kurtulmak istiyorsa  en azindan kendi kurumlarinin incelemeleriyle ulasilan tespitlere gore sorumlulari yargi onune cikarmali  yargi da bu dava ve sorusturmalarin butun olarak yurumesini saglamali.
Turkiyeli Ermeni gazeteci Hrant Dink in oldurulmesinin uzerinden iki yil gecti. Cinayetin ardindan acilan davalari takip eden avukatlardan Fethiye Cetin ve Deniz Tuna nin tespitlerini ve degerlendirmelerini paylasiyoruz. Pazartesi gunu Agos un onunde bir anma duzenlenecek. Bu hafta boyunca duzenlenecek anma etkinlikleri hakkinda bilgi edinmek icin: Dink i anma etkinlikleri. 
Hrant Dink cinayetinin uzerinden iki yil gecti. Cinayetin birinci yilinda hazirladigimiz raporun sonuc ve degerlendirme bolumunde soyle tespitlerde bulunmustuk: 
* Hrant Dink cinayeti  cinayete hazirlik sureci  Hrant Dink in hedef haline getirilmesi  cinayetin tesvik edilmesi  guvenlik guclerinin surece dahli  tetikcinin hazirlanmasi ve cinayetin islenmesi ile butunluk arzeden bir surectir. Bir butun olarak yurutulmesi gereken bu surec   parcalara ayrilarak  butunle iliskisi koparilmis ve sorusturma yuruten makamlarin sureci butunuyle gormesi engellenmistir. Cinayet  oncesi ve sonrasi ile bir butun olarak degerlendirilip sorusturulmadikca Hrant Dink cinayeti sorusturmasinda sonuca ulasmak mumkun degildir. 
* Hrant Dink’in yasaminin yakin  acik ve ciddi tehlike altinda oldugu  guvenlik gucleri ve tum istihbarat birimleri tarafindan tespit edilmesine hatta cinayetin islenis bicimine iliskin tum ayrintilarin istihbarat gorevlilerince bilinmesine ragmen hicbir onlem alinmamis  aksine kimi kamu gorevlilerinin bulgularin  delillerin ustunu kapatma eylemlerine giristikleri  durumun vahametini ve ciddiyetini gizledikleri  birbirlerinden bilgi gizledikleri  birbirleri ile gorevlerini unutacak denli catisma icinde olduklari ortaya cikmistir. 
Hrant Dink cinayeti konusunda Jandarma  Emniyet ve MIT arasinda herhangi bir bilgi paylasimi olmamistir. Bilgi ve duyumlarin ve gerekli tedbirlerin tartisilmasi yonunde aralarinda bir koordinasyon bulunmadigi  tam tersine bu kurumlarin birbirlerinden bilgi sakladigi  cinayet sonrasinda da birbirlerini sucladiklari gorulmustur. 
* Sorusturma sirasinda sorusturulan kamu gorevlileri gorevlerini surdurmeye devam etmis  sorusturma dosyasina herhangi bir dosyaya sunduklari gibi delil sunmuslardir. Bu kisiler  gorev yaptiklari birimin amiri  muduru ya da komutani konumundaki kisilerdir. Sorusturmalar bu kamu gorevlilerinin sunduklari delillere dayanilarak yapilmistir. Sadece bu durumun kendisi dahi sorusturmalarin guvenilir ve bagimsiz olmayacaginin  etkili ve saglikli sonuclara varilamayacaginin kanitlarindan biridir. 
* Haklarinda sorusturma yapilan gorevliler  sadece idari sorusturma dosyalarina degil Istanbul Cumhuriyet Bassavciliginca Hrant Dink cinayeti ile ilgili yurutulen sorusturmaya da delil ve belge sunmuslardir. Hatta bu gorevlilerin bir kismi bugun dahi Istanbul 14.Agir Ceza Mahkemesi’nde yurumekte olan davaya delil ve belge sunan kisi durumundadirlar. Hrant Dink cinayetinin  bu gorevliler vazifelerine devam ettigi  sorusturma sureclerine bilgi  belge ve delil sunma konumunda bulunduklari surece aydinlatilamayacagi cok aciktir. 
Yukaridaki tespit ve ongorulerimiz bugun  cinayetin uzerinden iki yil gectigi halde  ne yazik ki halen gecerlidir ve aradan gecen bir yila ragmen onemli hicbir gelisme yasanmadigi gibi  aksine  dava ve sorusturma surecleri karmasiklastirilarak ve birden fazla parcaya bolunerek her bir parca butunden koparilip anlamsizlastirilarak onemsizlestirilmis  ustu kapatilmis boylece adalete erisim onunde ciddi engeller yaratilmistir. 
Son bir yil icindeki gelismeleri daha rahat izleyebilmek icin Hrant Dink  dava ve sorusturma surecleri  yine asagidaki basliklar altinda tasnif edilmistir. 
ANA DAVA 
Gecen yil 8’i tutuklu 11’i tutuksuz toplam 19 sanigin yargilandigi bu davadaki en onemli gelisme  sanik sayisinin bir artarak 20’ye ulasmasidir. Davanin saniklarindan Yasin Hayal’in agabeyi Osman Hayal’in cinayet gunu Istanbul’da bulundugu tespit edilmis  gecen durusmada tanik sifatiyla durusmada dinlenen bu sahis  hakkinda ek iddianame hazirlanarak davaya dahil edilmistir. 
Istanbul 14. Agir Ceza Mahkemesi’nin 2007/428 Esas sayili dosyasiyla yurutulen davanin durusmalari  uygun salon bulunamadigi icin yine ayni salonda yapilmaya devam edilmis ancak  durusmalarin teknik araclarla kaydedilmesi icin gerekli donanim saglanmistir. 
Yargilanmakta olan katil zanlisinin Haziran 2008’de 18 yasini doldurmasiyla durusmalarin kapali yapilmasi yonundeki karar kaldirilmistir. Bu tarihten itibaren durusmalar  fiziksel kosullar izin verdigi olcude izleyicilere ve basina acik olarak yapilmaktadir. 
Trabzon  Istanbul ve Samsun’da ayri ayri yurutulen sorusturma ve davalarin  fiili ve hukuki irtibat nedeniyle ve yurutulen dava ve sorusturma konularinin baglantili suc kapsaminda bulunmasi nedeniyle ana davada birlestirilmesi talepleri her duzeyde ve her seferinde reddedilmis ancak red gerekcelerinin hukuki ve doyurucu olmadigi dikkat cekmistir. 
Mudahil vekillerince   Hrant Dink’in oldurulecegi bilgisine sahip olduklari halde cinayeti engellemeyen ve Hrant Dink’i koruma altina almayan kolluk gucleri aleyhine   TCK 83. madde kapsaminda Trabzon Sulh Ceza  Trabzon Savciligi  Istanbul Savciligi ve Istanbul 14. Agir Ceza Mahkemesi nezdinde  defalarca suc duyurusunda bulunulmus  yine bu gerekcelerle davalarin ana dava dosyasinda birlestirilmesi talep edilmistir. Ancak   gerek savciliklar ve gerekse mahkemeler  yasanin kesin ve acik hukmune ragmen  her seferinde  hukuki yonden ikna edici olmayan gerekcelerle bu talepleri reddetmisler ancak hukuken tam da bu olaya uygun oldugu degerlendirilen TCK m. 83’un hangi durumlarda ve kimlere karsi uygulanacagi konusunda bir ictihat gelistirememislerdir. 
Istanbul Emniyet Mudurlugu Gorevlileri Hakkinda
Istanbul Emniyet Mudurlugu gorevlileri hakkinda  cinayetin hemen ardindan 4483 Sayili Yasa uyarinca baslatilan on inceleme sureci  ucuncu kez yapilan inceleme sonucunda Bolge Idare Mahkemesi tarafindan verilen gerekcesiz ve yasaya acikca aykiri bir kararla sona erdirilmistir. 
Icisleri Bakanliginin gorevlendirdigi mulkiye mufettislerince yurutulen incelemeler sirasinda dosya iki kez bilirkisilere gonderilmis ve bilirkisi olarak secilen uzman istihbaratcilardan Istanbul Emniyet gorevlilerinin Trabzon’dan gonderilen yazinin geregini yapip yapmadiklari  bu konuda bir ihmallerinin olup olmadigina iliskin rapor duzenlemeleri istenmistir. Konunun uzmani oldugu soylenen bilirkisilerce hazirlanan raporlarda ve incelemeler sonucu mufettislerce hazirlanan raporlarda  Celalettin Cerrah dahil olmak uzere  Istanbul Emniyet Mudurlugunde gorevli en alt kademeden en ust kademeye kadar gorevli memurlarin sorumluluklari oldugu yonunde gorusler bildirilmistir. 
Istanbul Emniyet Mudurlugu gorevlileri Trabzon Emniyet Mudurlugunden 17.02.2006’da gonderdikleri yazi uzerine gerekeni derhal yaptiklarini iddia etseler de  boyle olmadigi  Yasin ve Osman Hayal hakkinda yapilan islemlerin cinayetten sonra yapildigi  bilirkisi raporlarinda ve on inceleme raporlarinda acikca tespit edilmistir. 
Hatta  bilirkisiler ve mufettisler  bu islemlerin cinayetten sonra yapildigini gizlemek icin sahte evrak duzenlendigi kuskusunu da acikca dile getirmislerdir. 
Uc on inceleme ve iki bilirkisi raporuna dayanarak hakkinda her seferinde sorusturma izni verilmesi gerektigi yonunde gorus bildirilen ve Valilikce uc kez de sorusturma izni verilen Istanbul Istihbarat Sube Muduru Ahmet Ilhan Guler dahil 6 polis memuru  Istanbul Bolge Idare Mahkemesi tarafindan  5 klasor icinde muhafaza edilen binlerce sayfa belgeye  bilirkisi raporu ve on inceleme raporlarina ragmen iki satirlik gerekcesiz kararla sorusturulmaktan ve sorumluluktan kurtarilmistir. 
Ic hukukta tuketilen ve mudahilleri ve avukatlari ve vicdan sahibi herkesi derinden sarsan bu karar uzerine  mudahil avukatlar konuyu Avrupa Insan Haklari Mahkemesi’ne tasimislar ve bunun yaninda  Istanbul Bolge Idare Mahkemesi Hakimlerini Hakimler ve Savcilar Kuruluna sikayet etmislerdir. 
Trabzon Emniyet Mudurlugu Gorevlileri
Istanbul Emniyetinde bunca hukuksuzluk yapilmisken  Hrant Dink’in oldurulecegi bilgisine butun ayrintilari ile vakif olan ancak hicbir onlem almadiklari gibi  cinayet sonrasinda da delilleri gizlemekle  yok etmekle vb suclanan; bu sebeple de durumlari belki de daha supheli olan Trabzon Emniyet Mudurlugu gorevlileri de tum inceleme ve sorusturma sureclerinden kendilerine en ufak bir kusur dahi atfedilmeden cikmislardir. 
4483 Sayili Kanun uyarinca hazirlanan on inceleme raporunda ve Valilik Il Idare Kurulu kararinda  Trabzon Emniyet Mudurlugu gorevlileri kusursuz bulunmus ve hicbir gorevli hakkinda sorusturma izni verilmesine gerek duyulmamistir. Bu karara  mudahil vekillerince yapilan itiraz  Trabzon Bolge Idare Mahkemesi’nin gerekcesiz ve iki satirlik karari ile reddedilmis ve boylece ic hukuk yollari tuketilmistir. 
Trabzon Cumhuriyet Savciligi’nca Trabzon Emniyet gorevlileri hakkinda yurutulen sorusturmada ise  kovusturmaya yer olmadigi karari verilmis bu karara karsi mudahil vekillerince Rize Agir Ceza Mahkemesi nezdinde yapilan itiraz da reddedilerek ic hukuk yollari bu sorusturma konusunda da tuketilmistir. 
Mudahil vekilleri  Trabzon Emniyet gorevlileri hakkinda yurutulen bu her iki dosyayi da Avrupa Insan Haklari Mahkemesi’ne tasimislardir. 
Trabzon Jandarma Gorevlileri
Trabzon Jandarma Komutanligi gorevlileri hakkinda yurutulen on inceleme sonucunda iki jandarma gorevlisi Okan Simsek ve Veysel Sahin hakkinda Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesinde gorevi ihmal iddiasiyla acilan davanin 20.03.2008 tarihinde yapilan durusmasinda ifade veren bu iki jandarma gorevlisi  Yasin Hayal’in enistesi Coskun Igci’den Hrant Dink’in oldurulecegi yonunde istihbarat almalarinin ardindan durumu ustlerine bildirdiklerini ancak komutanlari Ali Oz’un toplanti sirasinda  bunu sonra konusuruz” diyerek konuyu kapattigini ve bir daha da gundeme getirmedigini soylediler. Bu carpici aciklamalarin ardindan tanik olarak ifadesine basvurulan diger jandarma gorevlileri de Okan Simsek ve Veysel Sahin’in anlatimlarini dogruladilar. 
Okan Simsek ve Veysel Sahin’in verdigi ifadenin ardindan Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi  basta Trabzon Jandarma Komutani Albay Ali Oz olmak uzere diger gorevliler hakkinda suc duyurusunda bulunulmasi icin dosyayi savciliga gonderdi ve Trabzon Savciligi da bu suc duyurusu ile mudahil vekillerinin sikayetini birlestirerek on inceleme yapilmasi icin Icisleri Bakanligina basvurdu. Bakanlik tarafindan gorevlendirilen mufettislerin yaptigi on inceleme sonucunda jandarma gorevlileri hakkinda sorusturma acilmasi yonunde karar verildi. Bunun uzerine Trabzon Savciligi gerekli sorusturmayi yuruterek Ali Oz  Metin Yildiz  Huseyin Yilmaz  H.Omer Unalir  Gazi Gunay  Okan Simsek  Veysel Sahin ve Onder Araz hakkinda bir iddianame duzenleyerek dava acilmasina karar verdi. 
Okan Simsek ve Veysel Sahin’in yargilandiklari davada beklentileri yukselten gelismeler yasanmis olmasina ragmen bir devlet geleneginin yeniden karsimiza cikacaginin sinyalleri veriliyor. Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi  yaptigi yargilama sirasinda ulastigi deliller sonucunda islenen sucun basit gorevi ihmal olarak degerlendirilemeyecegi  Agir Ceza Mahkemesi tarafindan TCK madde 83’un kosullari acisindan bir yargilama yapilmasi gerektiginden bahisle dosyayi Agir Ceza Mahkemesine gondermisti. Ancak bu karari incelemekle gorevli asliye ceza mahkemesi  yine tatmin edici hicbir gerekce gostermeden bu gorevsizlik kararini kaldirmis ve davanin sulh ceza mahkemesinde gorulmeye devam edilmesine karar vermisti. 
Samsun Emniyet Mudurlugu ve Jandarma gorevlileri
Bu iki yil icinde yasanan ve insanlarin adalet duygusunu derinden yaralayan gelismelerden biri de Samsun Emniyet Mudurlugunde gorevlilerin yargilandiklari davanin beraatle sonuclanmasidir. Bilindigi uzere  Ogun Samast cinayetin ardindan Samsun’da yakalanmis ve emniyet mudurlugune goturulmustu. Burada diger zanlilar gibi nezarethane ya da 18 yasindan kucuk oldugu icin buna uygun bir yerde tutulmasi gerekirken cay ocaginda bekletilmisti. Beklerken yalniz degildi  bilcumle emniyet ve jandarma gorevlileri katil zanlisi Ogun Samast’la fotograf cektirmek icin siraya girmis  zanlinin eline bayrak verilerek poz vermesi saglanmis ve ustunde  vatan topragi kutsaldir  kaderine terk edilemez” yazili bayrakli takvimin kadraja girmesi icin ozel caba sarf edilmisti. 
Bir katil zanlisina zanli degil de kahramanmis gibi muamele eden  resmi uniformalariyla fotograf ceken ve cektirenlerin kimler oldugu bilindigi halde yalnizca iki gorevli hakkinda dava acilmisti. Suclama ise  bu fotograflarin basina sizdirilmasini onlememek ve zanliyi cay ocaginda tutmus olmakti. 
Haklarinda dava acilan bu iki gorevli disindaki emniyet ve jandarma gorevlileri hakkinda  Samsun Cumhuriyet Savciliginca kovusturmaya yer olmadigi karari verilmisti. Bu karara  itiraz merci olan Carsamba Agir Ceza Mahkemesinde itiraz eden mudahil vekilleri  itirazlarinin reddi karari uzerine  ic hukuk yollari tuketildiginden konuyu Avrupa Insan Haklari Mahkemesi’ne tasimislardir. 
Dava acilan iki emniyet gorevlisi hakkinda ise  Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin beraat karari vermesi uzerine  karar  mudahil vekillerince temyiz edilmistir. 
TBMM Insan Haklari Komisyonu Raporu
TBMM Insan Haklari Komisyonu  Hrant Dink cinayeti ile ilgili hazirladigi raporunu kamuoyuna aciklamistir. 
Komisyon  raporun sonuc bolumunun 183. sayfasinda yuruttugu arastirma ile ilgili su sonuclara ulasmistir:  
 Hrant Dink’ e yonelik bir tehlikenin Emniyet ve Jandarma personelince ogrenilmis  tehlikenin varligi konusunda gerek yazilan yazinin akibetinin tam olarak arastirilamamis olmasi ve gereginin yapilamamis olmasi gerekse Coskun Igci’nin Il Jandarma Komutanliginin kayitli bir haber elemani olmasa bile kendisinden alinan haberin ve bilginin yeterince arastirilmamasi ve degerlendirilememesi sonucunda idari makamlarin bu tur bir riski bilebilecek durumda olmalarina ragmen  her kademedeki sorumlularin ihmali sonucunda tehlikeyi onlemek icin gereken tedbirleri almadigindan tehlikenin gerceklesmis oldugu ve Hrant Dink adli vatandasimizin yasamini yitirmis oldugu  
Dolayisiyla gerek Anayasamizin 17 nci maddesinde gerekse ic hukukumuzun bir durumunda olan AIHS nin 2 nci maddesinde korunan yasam hakkinin korunmasina yonelik olarak alinmasi gereken tedbirlerde eksikliklerin yasanmasina neden olundugu ve Devletin pozitif yukumlugunu yerine getiremedigi gibi bir durumla karsi karsiya gelinebilecek bir ortamin yaratilmis oldugu ” 
Bu rapor ve bundan once yapilan tum sorusturmalar Hrant Dink’in olduruleceginin tum kolluk birimleri tarafindan bilindigini buna ragmen hicbir onlem alinmadigini acikca ve bir kez daha belgelemistir. 
Basbakanlik Teftis Kurulu Raporu
Basbakanlik Teftis Kurulunca yurutulen incelemeler sonucunda hazirlanan 02.12.2008 tarihli raporda bugune kadar yurutulen inceleme ve sorusturmalarda kolluk birimlerinin sorumluluguna iliskin onceki tespitlerin dogrulanmasinin yaninda  ortaya cikmayan bilgilere ulasilmistir. 
Bu  bir yaniyla suikastin aydinlatilmasi icin yeni ipuclari ya da bir umut isigi gibi gorunmekle birlikte  yukarida ozetlemeye calistigimiz uzere  yurutulen onca inceleme ve savcilik sorusturmasi sirasinda ve hatta yurumekte olan davada ulasilamayan bu bilgilere  sorusturma ve yargilama makamlarina gore daha sinirli yetkilere sahip bir kurulun calismasi sonucunda ulasilmis olmasi oldukca dusundurucudur. 
Bu durumla ilgili degerlendirmelerimiz sakli kalmak uzere  raporda ulasilan sonuclardan bir kismi asagidaki gibidir: 
 Trabzon Il Emniyet Mudurlugunun Hrant Dink cinayetinden yaklasik bir yil once elde ettigi istihbari bilgileri olgunlastirmak suretiyle calismalarini planli operasyona donusturerek  konu hakkindaki gelismelerden Istanbul Emniyet Mudurlugunu ve Istihbarat Daire Baskanligini bilgilendirmesi gerekirken bu gorev ve sorumlulugunu yerine getirmedigi  
benzer sekilde Trabzon Istihbarat Sube Mudurlugunun Istanbul Istihbarat Sube Mudurlugune muhatap 17.02.2006 tarihli yazisinda  sahsa yonelik calismalarin devam ettigi” ve bu sube gorevlileri arasinda bahse konu yazi uzerine yapilan telefon gorusmesinde de  Istanbul’a gelismelerden haber verilecegi” ifade edilmesine ragmen 07.04.2006 tarihli raporla elde edilen ilave bilgiler ve gelismeler hakkinda ilgili kurumlarin bilgilendirilmedigi” 
 … Yasin Hayal’in Hrant Dink’e yonelik eylem planina dair istihbari bilgilerin yaninda  Raporumuzun ayni bolumunde yer alan; Ermeni Patrigi Mesrob Mutafyan’in dilekcesi ve Hrant Dink’e yonelik suikast tehditleri ile o donem Hrant Dink’in yargilama surecinde yasanan diger olaylarda dikkate deger hususlar bulunmakla beraber  Istanbul Emniyet Mudurlugunce Hrant Dink’in korunmasi konusunun degerlendirmeye alinmasi yonunde herhangi bir girisimde bulunulmayarak gorevin ifasinda gerekli hassasiyetin gosterilmedigi degerlendirilmistir” 
Teftis Kurulunun bu tespitlerine gore  Trabzon ve Istanbul Emniyet Mudurlugu gorevlileri gorevlerini yapmamislardir. 
Teftis Kurulunun bir tespiti daha vardir: 
 …Bu tespitler isiginda  Trabzon Istihbarat Subesinin 17.02.2006 tarihli yazisi uzerine planli operasyon ihtimaline yonelik degerlendirmelerin yapilarak  Istihbarat Subeleri arasindaki koordinasyonun saglanmasi ve surecin takibinin yapilmasi ile ilgili Hrant Dink’e yonelik koruma onlemlerinin alinmasi konusunda elinde yeterli bilgi mevcut olmasina ragmen  (ozellikle YIE Erhan Tuncel’in gorevine son verilmesinin ardindan) Hedef Sahislar Programi ile ilgili Tamim’e gore gerekli degerlendirmelerin ve buna bagli olarak koruma tedbiri alinmamasi nedenleriyle  gorevlerini geregi gibi yerine getirmedikleri degerlendirilen C Subesi Muduru Ali Fuat Yilmazer  ayni donem ilgili Merkez Haberalma Daire Baskan Yardimcilari ile Trabzon Il Emniyet Mudurlugu yaptigi donemden Istihbarat Daire Baskani olarak gorev yaptigi doneme kadar surecin basindan sonuna tum asamalarindan haberdar olan ve gerekli degerlendirmeleri yapabilme yetkisine sahip oldugu gorulmekle gorevini ihmal ettigi degerlendirilen Istihbarat Daire Baskani Ramazan Akyurek ve tespit edilecek diger gorevliler hakkinda gorevi ihmal nedeniyle 4483 sayili Yasa hukumlerine gore Icisleri Bakanliginca On Inceleme yapilmasinin uygun olacagi kanaatine varilmistir.”  
Simdi altinda basbakanin imzasi olan bu rapor sonucunda ne gibi bir islem yapilacagi merak konusudur. 
DEGERLENDIRME
4483 sayili kanun kamu gorevlilerine kalkan olmustur 
4483 Sayili Memurlar ve Diger Kamu Gorevlilerinin Yargilanmasi Hakkinda Kanun uyarinca yurutulen sorusturmalar ceza yargilamasinin amaci olan maddi gercegi ortaya cikarmaktan uzak oldugu bu surecte bir kez daha anlasilmistir. Bu yasa uyarinca yapilan inceleme ve sorusturma sureclerinde haklarinda on inceleme yurutulen kamu gorevlilerine isnad edilen fiiller ceza kanununda duzenlenmis suclardir ve her birinin cezai yaptirimlari vardir. Yani anilan kamu gorevlileri personeli bulunduklari idari birimin ongordugu kurallara uymadiklari icin degil  ulkede yasayan tum yurttaslar acisindan uygulama alani bulan ceza kanununda yazili hukumleri ihlal ettikleri gerekcesiyle zan altindadirlar. Dolayisiyla ceza kanununda duzenlenen suclari isleyip islemedikleri idarenin memurlarinca yurutulen incelemelerle degil ancak cezai sorusturmalarla ortaya cikarilabilir. Cunku bu tur incelemelerin amaci maddi gercegi ortaya cikarmak degildir; boyle olmadigi icin de maddi gercegi ortaya cikarmak uzere gerekli arac ve yontemlerle donatilmis degildir. Oncelikle; 
4483 sayili yasa uyarinca  kamu gorevlileri hakkinda inceleme baslatilmis olmasi  bu kisilerin mesleki yasamlarinda herhangi bir degisiklik yaratmamakta  gorevlerine eskisi gibi devam etmekte ve bu surecte sorumluluklarini gizlemek icin sahte evrak duzenleme  olasi taniklari etkileme gibi fiilleri gerceklestirmelerine engel olacak (gorev yerini ya da makamini degistirme gibi) bir onlem icermemektedir. Dolayisiyla kendilerine yonelik herhangi bir yaptirim tehdidi hissetmeyen kamu gorevlilerinin gercege aykiri beyanlariyla inceleme surecleri sonucsuz kalmistir. 
Bu sekilde yeterli ve gerekli inceleme usulleri izlenmeden yurutulen inceleme sonucunda alinan karar yine etkin ve bagimsiz bir basvuru yolu olarak degerlendirilmesi mumkun olmayan Bolge Idare Mahkemesinin denetimine sunulmaktadir. Ancak bu kanun uyarinca Bolge Idare Mahkemeleri yalnizca dosya uzerinde hukukilik denetimi yapmakta oldugundan mufettisler tarafindan yurutulen incelemedeki aksakliklari ortadan kaldiracak nitelikte degildir.  
TCK m. 83 neden var?
Bu madde  765 sayili kanunda bulunmayan  2005 yilinda ceza kanunda yapilan degisiklikle 5237 TCK’ya alinan yeni bir hukumdur. 
5237 sayili yeni Turk Ceza Kanununun 83. maddesinde  kasten oldurmenin ihmali davranisla islenmesi” sucu duzenlenmistir. 
Kasten oldurme sucunun faili herkes olabilir. Ancak  83. uncu maddeye gore ihmali davranisla kasten oldurme sucunun faili  sadece yukumlu oldugu belli bir icrai davranisi gerceklestirmeyen kisi veya kisiler olabilir. Fail  belli bir davranisi yerine getirerek sonucu onlemekle yukumlu oldugu halde  bu yukumluluge kasten uymamis ve sorumlulugu ihmal etmis olmalidir. Maddenin gerekcesine gore  bu suc kasten islenmis olabilecegi gibi taksirle de islenmis olabilir. 
Yukumluluk ihmali ile meydana gelen olum sonucuna  failin hareketsiz kalmak ya da yapilmasi gereken davranista bulunmamak veya gecikerek bu davranisini gerceklestirmek suretiyle katkida bulunmasi veya neden olmasi soz konusudur. Fail  kasten oldurme konusunda aktif bir harekette bulunmamakta  oldurme eylemini icra etmemekte  ancak hareketsiz kalmak suretiyle sonucun gerceklesmesine yol acmaktadir. 
Ihmali davranisla sebebiyet verilen olum neticesinden dolayi sorumlu tutulabilmek icin  neticeyi onlemek hususunda soyut bir ahlakî yukumlulugun varligi yeterli degildir. Hukukî bir yukumlulugun ya da yasadan kaynaklanan bir gorevin varligi de gereklidir. 
TCK’nin 83. maddenin 2. fikrasinda; ihmali ve icrai davranisin birbirine esdeger kabul edilebilmesi icin kisinin: 
a. Belli bir icrai davranista bulunmak hususunda kanuni duzenlemelerden veya sozlesmeden kaynaklanan bir yukumlulugunun bulunmasi  
b. Onceden gerceklestirdigi davranisin baskalarinin hayati ile ilgili olarak tehlikeli bir durum olusturmasi  gerektigi duzenlenmistir. 
Ihmali hareketle islenen icrai suclarda  yasanin onlenmesini istedigi sonucun  onlenmemesi soz konusudur. Maddedeki duzenlemeye gore; sonucu onleme yukumlulugunun kaynagi yasal duzenlemeler olabilir. Cunku  yasalar kisilere bazi durumlarda koruma ve gozetim yukumlulugu yukler. Kolluk kuvvetlerinin toplumu ve toplumun her ferdini ve kisilerin yasam hakkini koruma  kollama ve gozetme gorevi vardir. 
Hrant Dink’in oldurulmesi olayinda  acikca gorulmektedir ki  bu maddede yazili suc maddi ve manevi unsurlariyla olusmustur. Mudahil vekillerinin bu maddeye dayanarak yaptigi basvurular reddedilmektedir ancak bu reddin gerekceleri hicbir bicimde ikna edici olamamaktadir.   
BBP-ALPERENLER
Hrant Dink sukiastinda mutlaka deginilmesi gereken bir husus daha vardir. Yargilanmakta olan saniklar ya BBP-Alperen Ocaklari uyesidirler ya da uye olmasalar bile bu kurumlarla yogun iliski halindedirler. 
Yasin Hayal  2002 yilindan bu yana BBP ile ideolojik ve politik olarak baglari bulunan Nizami Alem Ocaklari toplantilarina katilmaktan cayciligini yapmaya kadar degisik bicimlerde ancak surekli olarak iliski halindedir. Nizam-i Alem Ocaklari  Alperen Ocaklari adini aldiginda da bu iliskisi surmustur. Yasin Hayal Santa Maria Kilisesinin rahibini dovdugu zaman da  asilsiz bomba ihbarinda bulundugu zaman da  Mcdonalds’i bombaladiginda da  ve Hrant Dink’i oldurmeyi planlama surecinde ve cinayetin islenmesi asamasinda da BBP uyesidir. 
Erhan Tuncel de ayni sekilde BBP ve Alperen Ocaklari ile siki irtibat halindedir hatta Yasin Hayal ile tanistiklari mekan da burasidir. Alperen Ocagi  Erhan acisindan baskanlik icin Mustafa Ozturk ile catisacak kadar da onemlidir. Anlasilan o ki Erhan Tuncel de BBP icin onemlidir. BBP Genel Baskani Trabzon’a geldiginde ona eslik edenlerin arasinda Erhan Tuncel de vardir. Hatta genel baskanla Yasin’in durumunu konusacak kadar da samimidir. Erhan’in durusmalardaki ifadelerine gore  ocagin anahtari hala Erhan’dadir. 
Mustafa Ozturk  cinayetin planlandigi donemde Alperen Ocagi baskanidir  mustakbel katiller ocaga getirilip kendisiyle tanistirilmakta  planin ayrintilari ocakta konusulmaktadir. 
Yasar Cihan BBP Trabzon Il Baskanligi yapan  Yasin cezaevinde iken maddi ve manevi destegini esirgemeyen saniklardan biridir. Ayni sekilde Halis Egemen de BBP Merkez Yoneticiligi yapan ve Yasin Hayal Mcdonalds bombalamasindan dolayi cezaevinde oldugu donemde ailesi ve kendisi ile yakindan ilgilenen biridir. 
Hrant Dink’in BBP acisindan nasil bir anlam ifade ettigi ve BBP camiasinda nasil algilandigi gecenlerde devlet televizyonu TRT’de yayinlanan Sahlarin Labirenti adli programda bir kez daha gozler onune serilmistir. Programin danismanlari ve programda gorus bildiren Maras katliami sanigi Okkes Sendiller BBP kurucusu ve uyesidir. Soylediklerinin hicbir gercekligi olmayan ve ayni zamanda suc unsuru iceren Okkes Sendiller  bu programda Hrant Dink’e hakaret ederek ve onu ve Ermenileri yine hedef gostererek partisinin irkci goruslerini bir kez daha ifade etmistir. Sahip oldugu ideolojik ve politik gorus acikca irkcilik ve yabanci dusmanligindan ibaret olan BBP dikkatle izlenmelidir. 
Siyaset  dil ve kultur alanindaki bu irkci nefret unsurlari  siddet iceren soylemler temizlenmeden ve bu soylemlerin sahipleri gerekli yaptirimlara tabi tutulmadan yeni cinayetlerle karsilasmayacagimizin guvencesi yoktur.  
SONUCLAR
* Cinayet oncesi surecte yasanan butun gelismelere ve yasal duzenlemelere ve TBMM Insan Haklari Komisyonu ve Basbakanlik Teftis Kurulu raporlarinda   Hrant Dink’in yasaminin yakin ve ciddi tehdit altinda oldugunun emniyet birimleri tarafindan degerlendirilmis olmasi gerektigi ve kendisine koruma saglanmasi gerektigi” yonundeki somut tespitlere ragmen Hrant Dink’e neden koruma saglanmadigi ve koruma saglamayanlarin neden yargilanmadigi sorulari hep cevapsiz kaldi. 
* Gelinen noktada  MIT  Jandarma ve Emniyetin Hrant Dink’in oldurulmesi olayindaki sorumluluklari ve isbirligi ve koordinasyon saglama konusundaki kusurlari  birbirlerinden bilgi ve belge sakladiklari ve kendilerini kurtarmak icin birbirlerini sucladiklari butun ciplakligiyla ortaya cikti. Birbirleriyle kavgali bu uc kurumun aralarindaki catismaya ragmen iki konuda uyum icinde olmalari ve birlikte hareket etmeleri dikkat cekiciydi: 
Hrant Dink’in oldurulecegini bilmelerine ragmen onu korumak konusunda hicbir onlem almama konusundaki kararliliklari  
Hrant Dink’in katil zanlisina/zanlilarina kahraman muamelesi yapmalari. 
*Yukarida ayrintilariyla aciklandigi uzere  bu sekilde yurutulen incelemeler ve sorusturmalarla bu suikastin aydinlatilamayacagi  cinayet oncesi ve sonrasindaki surecin bir butun olarak ele alinarak  ana davada birlestirilmesi gerektigi sonucu bir kez daha ortaya cikti. 
*Yapilan yargilama sirasinda dosyaya gelen belgelere gore  cinayetin planlayicilarindan Yasin Hayal  cinayetin islenmesi sirasinda olay yerinde bulunduguna donuk kuvvetli suphe bulunan Osman Hayal ve oldurulen Hrant Dink emniyet tarafindan takip edilmektedir. Bu bilgi  Rahip Santoro ve Malatya’da katledilen Zirve Yayinevi calisanlarinin da olduruldukleri sirada emniyet tarafindan takip edilmekte oldugu bilgisiyle birlestirilince cok dikkat cekici sonuclar ortaya cikmaktadir. Devletin bu kadar yakindan izledigi kisiler oldurulmekte ancak yine devletin izledigi faillerle ilgili maddi gercege ulasilamamaktadir. Bu durum dusundurucudur. 
Devlet  bu cinayetin sorumlulugundan kurtulmak istiyorsa  en azindan kendi kurumlari tarafindan yurutulen incelemeler sonucunda ulasilan tespitler isiginda sorumlulari yargi onune cikarmali  yargi kurumlari da tum bu dava ve sorusturmalari bir butun halinde ve tek elden yurutulmesi icin kararlilikla harekete gecmelidir
Fethiye CETIN-Deniz TUNA
	
	 
Bu haber  kaynağından gelmektedir. 
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı ()  ve yazarına ait olup,
 bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com