Pistî Bîst Salan kirik bir ask hikâyesini anlatir. Meryem ve Memo’nun bir turlu dillendirilemeyen - Haber Arşivi 2001-2011
26 Nisan 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Նպատ / Ժամ : Շանթակող

Haber Arşivi 2001-2011 :

06 Mart 2009  

Pistî Bîst Salan kirik bir ask hikâyesini anlatir. Meryem ve Memo’nun bir turlu dillendirilemeyen -

 Pistî Bîst Salan   kirik bir ask hikâyesini anlatir. Meryem ve Memo’nun bir turlu dillendirilemeyen

Pistî Bîst Salan kirik bir ask hikâyesini anlatir. Meryem ve Memo’nun bir turlu dillendirilemeyen dillendirildiginde de artik cok gec olan asklari yirmi yil sonra yeniden harlanmayi bekler Suleyman Demir 1956 yilinda Nusaybin’in bir koyunde dogdu. Ilkgenclik yillarini Nusaybin’de gecirdikten sonra 1985 yilinda Isvec’e yerlesti. Fabrikalarda calisti. Mayakovski’nin Pantolonlu Bulut ust basligiyla derlenen siirlerini Kurtceye cevirdi. Daha sonra Firat Ceweri ile birlikte Cemsid Bender’in Kurt Kizi Zengê oyku kitabini kurtceye cevirdi. Pistî Bîst Salan yazarin ucuncu romanidir. Daha once Koc ve Sorê Gulê adli romanlari yayimlandi. Pistî Bîst Salan kirik bir ask hikâyesini anlatir. Meryem ve Memo’nun bir turlu dillendirilemeyen dillendirildiginde de artik cok gec olan asklari yirmi yil sonra yeniden harlanmayi bekler. Yazarin hayatina bakildiginda ve romandan verilen kodlardan da yola cikildiginda yer yer biyografik olanin romana egemen oldugu gorulse de bu durum romanin ruhuna gerceklik boyutunu daha net yerlestirir. Hikâyenin yazari Isvec’te yasamakta oradaki yasama olabildigince alismaya calismaktadir. Bunca yil ulkesinden ayri kaldiktan sonra nihayet Brezilyali sevgilisiyle evlilik hazirliklari yapmaktadir. Ancak icindeki eksiklik duygusu onu bir turlu bu askina tam olarak yaklastiramamaktadir. Evlilik meselesi gundemdeyken ve sevgilisiyle birlikte Brezilya’ya Paula’nin ailesiyle tanismaya gidecekken yolculuktan vazgecer. En azindan yolculugun yorungesini degistirir. Cunku Memo yirmi yil once asik oldugu ve bir turlu unutamadigi ilk aski Meryem’i bulmaya gider. Anilari canlanir. Nusaybin’i sinirlarin otesinde gorur Suriye’de daha once gezdigi sokaklari gezer arkadaslarini gorur. Ama kalbi Beyrut’ta yasayan Meryem icin atmaktadir. Gider ve ta o zamandan beri arkadasi olan Evdo’yu bulur Meryem’in evine gider. Meryem yaslanmis disleri dokulmus coluk cocuga karismistir. Buna ragmen onu kacirmayi dusunur ama yine son anda vazgecer. Buradaki kacirma meselesi aslinda bu askin yenilmesinin kirilip dagilmasinin da anahtaridir. Cunku Memo daha ergenlik caglarinda Meryem’i sevmis ondan yasca buyuk olan Meryem de ona karsi ayni duygulari beslemistir. Bu utangac ve cocukca bir asktir. Daha dillendirilemeden Meryem baskasiyla evlendirilir. Ve sinirlarin ardina tasinir. Meryem her sene ailesini ziyarete geldiginde yine Memo’yla sohbet eder sik sik ask atesi harlanir ama onune gecilir. Meryem Memo’nun onu kacirmasini istese de Memo buna cesaret edemez. Iste bu ask da burada biter. Roman aslinda neredeyse butunuyle birbirinden kopuk iki ayri hikâyeden olusur. Biri Memo ve Meryem’in aski iken digeri Ermeni meselesine kadar dayanir. Bu hikâyeyi de Meryem Memo’nun tensel istekleri belirdiginde anlatmaya baslar. Bir Ermeni kizi olan Hena’nin hikâyesi aslinda cok ustunkoru ve klisedir. Bilindik bir hikâyedir ve duygusuna cok deginilememistir. Memo ve Meryem’in hikâyesi Iki hikâyenin bir yerde kesisecegini ve birbirini etkileyip etkilenecegi orulup ic ice gececegi beklenirken hikâyeler birbirine teget gecer. Bu anlamda anlatilan ask hikâyesi zarar gorur. Algi dagilir. Bence romanin en zayif noktasi da burasidir. Diger yandan yillar sonra Memo ve Meryem’in birbirini gormesi Meryem’de hicbir kalbi heyecan yaratmaz. Onu bir kardes bir dost yillardir gormedigi bir arkadasi olarak karsilar. Ancak gecmise donulup bakildiginda Memo icin kocasini terk edebilecek her seyi goze alabilecek kadar seven bir Meryem’den soz ettigimizi goruruz. Bence burada da yazar Meryem’le yeterince empati kuramamis daha cok Memo’nun uzerine egilmistir. Bu anlamda asiklar arasindaki duygusal ve empati yollu dengenin tam olarak kuruldugu soylenemez. Diger yandan insan siyasete bulasmayan her an her yerde yasanabilecek bir ask hikâyesinin Kurtcede nasil duracagini da merak etmekte (en azindan ben merak etmekteyim). Iste burada bence Suleyman Demir Hena’nin Ermeni meselesine dayanan hikâyesini anlatarak okuyucuyu bu zevkten mahrum birakmaktadir. Fakat butun bunlara ragmen roman akici bir dil ve yalin bir uslupla okuyucuyu yakalar. Onlara askin kapilarini aralar gecmisten kurtulmanin o kadar da kolay olmadigini yeniden hatirlatir. Suleyman Demir bu romaninda bir yazarin yenilmis ve unutulmayan ilk askini anlatirken o ilk askin bir turlu kullenmeyen hikâyesini ancak yazi yoluyla yenebilecegini dusunur. Yazar ulkesine geri doner Paula’yla konusur sorunun kendisinden ve gecmisinden kaynaklandigini anlatir ve ondan yalniz kalmasi icin iki hafta ister. Yazar bu iki haftada elimizdeki romani yazar ve gecmisinden kurtulur Paula’ya geri doner. Her sey gecmiste ve yazida kalmistir artik. Yazi care olmus duygularini onarmis kalbini sagaltmistir. PISTÎ BÎST SALAN Suleyman Demir Doz Yayinlari 2007 152 sayfa 6 TL.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+