Vatan okurlarinin kovulanlar in dile getirdigi fasizan baskilar”a ve vatan ozlemi”ne verdigi tepkiler... Vatan daki baris gazeteciligi”ne Vatan okurlarindan tokat gibi” yanit! Basbakan Erdogan in Turkiye deki azinliklarin ulkeyi terk etmeye zorlanmalari icin uygun gordugu fasizan” sifati genis bir tartismaya yol acti. Gazetelerin haber sayfalari –birkac istisnayi saymazsak- Basbakan in yaptigi degerlendirmenin tarihî bir ozelestiri” oldugu konusunda birlestiler; pek fazla rastlamadigimiz bir durum... Pek cok gazete haberin takibini akla ilk gelen seye ve en kolay seye basvurarak yapti; Turkiye de yasamaya devam eden kanaat onderi azinlik mensuplarindan demecler aldi... Vatan ise Tulay Subatli nin Tarihi Ozelestiri / Kovulanlar Anlatiyor” baslikli dizi yazisiyla belirgin bir fark yaratmayi basardi. Yerinde bir gazetecilik refleksiyle gazetesine epeyce puan kazandiran Subatli nin diziye yazdigi sunus” onun bu meseleye karsi insan odakli” bir yaklasim icinde oldugunu gosterir nitelikteydi: Basbakan Erdogan in farkli etnik kokende olanlarin gecmiste ulkeden kovuldugunu belirterek Bu fasizan bir yaklasimdi. Bu hataya bazen biz de dustuk demesi buyuk yanki yaratti. Ve mubadeleler zorunlu gocler yeniden masaya yatirildi. Gecmiste baskilar nedeniyle Turkiye yi terk etmek zorunda kalmis olanlar hazin oykulerini ve vatan ozlemlerini VATAN a anlatti.” Bugun bu iyi gazetecilik”ten sizler de haberdar olun diye bu kosenin bir bolumunu Subatli nin mikrofon tuttugu kovulanlar”a ayiracagim... Kalan bolumunde ise Vatan okurlarinin kovulanlar”in dile getirdigi fasizan baskilar”a ve vatan ozlemi”ne verdigi tepkileri aktararak sevincinizi kursaginizda birakacagim! Fasizm kanunlarla degil zihniyetle ilgilidir” Eleko Papadopulos Istanbul da Rumca Embros gazetesini cikartirken 1964 te karisi ve 3 5 yasindaki oglu ile Atina ya goc etmis. 30 yasindaymis o zaman. Bugun dahi senede birkac kez Istanbul a gelip ozlem gideren ve Erzurum da yedek subayken cektirdigi fotograflari hâlâ saklayan Papadopulos gitme karari oncesindeki bogucu atmosferi soyle anlatiyor: Cihangir de oturuyorduk. Benim Yunan pasaportum yoktu. Turk tebaasiydim. Evliydim bir cocuk sahibiydim. Yasamak zordu her bakimdan zordu yasamak. Her turlu zorlugu karsiliyorduk. Gazeteci olmak daha zordu. Bir taraftan Rumlar gidiyordu okuyucu kalmiyordu. Evler dukkânlar isler devrediliyordu. Her sey bedavaya satiliyordu. Panik durumu yasaniyordu. Beni Harbiye Orduevi ne davet ettiler. Iki saat devamli olarak bir odadan diger bir odaya adimi soyadimi isimi filan soruyorlardi kumandanlar. Bu korkutucu bir durumdu.” Eleko Papadopulos un su sozleri ise Basbakan Erdogan in cikisini Turkiye ne yapmis kimi zorla sinirdisi etmis?” diye karsilayan tepki sahiplerine yonelik: Fasizmin fasizm zihniyetinin tatbiki bence kanunlarla alakasizdir. Turkiye den etnik kokeninden dolayi kovulan vatandas olmayabilir. Bilhassa Rumlar icin tatbik edilen siyaset daima bir kanuni perde ve zevahiri kurtarma cabasi ile ortulurdu. Mesela CHP zamanindaki ayirimci askerlik Varlik Vergisi 6-7 Eylul olaylari... Hatta hatta isittigime gore Zengin Rumlara halk pazarlarinda limon sattiracagim diye ovunen bir lider de mevcuttu. Kisacasi oksijensiz ve devamli bir baski altinda yasamanin bence kovulmaktan bir farki yoktur.” Buyukadali Perdeci Dimitri Noti nin kizi Irini Noti nin anlattiklarindan derlenen aile oykusune de bakalim: Irini Noti 1982 de olen babasinin vasiyetini 10 yil sonra yerine getirebildi. Babasinin mezarini acip kemiklerini bir torbaya koydu ve Buyukada nin yolunu tuttu. Eski komsulariyla sade bir cenaze toreni duzenleyen Irini babasinin vasiyetini 1992 de olumunden 10 yil sonra da olsa gerceklestirmis oldu. Gecen yil vefat eden annesini de babasinin yanina gomduler. Kendisinin de tek istegi olunce Buyukada ya gomulmek. Ben Atina da yasiyorum. Burada her seyim var ama Istanbul u ozluyorum. Icimdeki aci hicbir zaman dinmeyecek. Evimiz arkadaslarimiz anilarimiz oradaydi. Her yaz adaya geldigimde oglumla dolasirken surada oyun oynadik surada bisikletle gezdim diye anlatiyorum. Insanlari kopardilar ama kalbimiz orada kaldi. ” Gâvursuz memleket mi olurmus?” Iste boyle seylerin anlatildigi bir yazi dizisine okurlarin gosterdigi tepkiye gelince... Ilk iki gunku skoru veriyorum: 125 e 4! 125 ten ornekler: 1- RTE ulkenin buyuk oldugundan dem vuruyor Osmanli da buyuktu nasil yikildi? Her sesini yukseltene acilim adi altinda ayricalik verildi sonuc ortada... 2- Bu ulkeyi kurtaran Ataturk ve ulkenin yapisi hakkinda bu kadar kasima niye? Ve hep neden ayni odaktan? 3- Yabancilar Lozan in rovansini bunlar da Cumhuriyet inkini mi almaya calisiyorlar. 4- Disaridan bir basbakan atasaydik vatana bu kadar zarar vermezdi. 5- Herkes kendine yakin olani kollar. 6- Ihanet hukumeti Turk ulusuna ihanet etmeye devam ediyor bu basbakandan utaniyoruz. 7- Disariya hos gorunup destek alma cabalaridir bunlar. 8- Turkiye Cumhuriyeti devleti bunlari zorla gondermedi. Kendileri gitti. Simdi hikâye anlatiyorlar cok istiyorlarsa gelip yerlesebilirler. Bir engel yok. Numaraya gerek de yok. 9- Asil kabahat sizin degil kendi ulusunu fasist ilan eden soysuz siyasetciler sizi boyle yureklendiriyor... Boyle seyler iste... 4 ten sadece bir ornek verecegim: Bu hikâyeleri benim gibi adada yasayanlar iyi bilir ve anlariz. Yasamayanin anlamasini beklemiyorum.” Yahya Kocoglu nun Turkiye de Gayrimuslim Hayatlar / Azinlik Gencleri Anlatiyor” baslikli kitaptan Sarkis Cerkezoglu nun oykusuyle bitiriyorum (bu bolumu Vatan okurlarina ithaf ediyorum): Babam tehcirden sonra Karaman a donunce bu kez Eregli ye surulmus. Orada Deli Mustafa adli bir aga babama sahip cikmis. Babam da telgraf cekerek bizi cagirmis. Deli Mustafa tehcirde Ermenileri kurtaran kisidir. Gokbudak ailesinin lideriydi. Biz Eregli ye geldikten sonra onlarla ayni avluda beraber oturduk. Deli Mustafa Eregli den Ermenilerin gonderilmesini Turkler bulgursa Ermeniler yagdir tuzdur. Yagsiz tuzsuz pilav gâvursuz memleket mi olurmus? diyerek onlemis.”