Baykal'ın gundeminde Ermenistan protokolu ve açılım sureci var. - Haber Arşivi 2001-2011
21 Mayıs 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Մարերի / Օր : Գրգոռ / Ժամ : Զօրացեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

14 Ekim 2009  

Baykal'ın gundeminde Ermenistan protokolu ve açılım sureci var. -

Baykal'ın gundeminde Ermenistan protokolu ve açılım sureci var.

Baykal'ın gundeminde Ermenistan protokolu ve açılım sureci var. Bölge insanı is istiyor diyen Baykal anayasal degisikligi isteyen bölge halkı değil PKK'dır' dedi. Baykal kameralı siyaset talebinde de ısrarcı oldu.
CHP Genel Baskanı Deniz Baykal, Ağustos ayı sanayi uretimi rakamlarının krizin dip yaptığı umudunu destekleyici nitelikte olmadığını söyledi.

Baykal, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konusmasına, ekonomiye iliskin değerlendirmeler ile basladı.

Ekonomide kaygı verici gelismelerin birbiri ardından ortaya çıkmaya basladığını belirten Baykal, Denizli'de sevilen, basarılı bir is adamının intihar ettiğini belirtti. ''Anadolu kaplanları'' denilen KOBİ kesiminden 16 is adamının son dönemde hayatına son verdiğini ifade eden Baykal, bunun, ekonomik krizin bu kesimi de derinden etkilediğini gösterdiğini kaydetti.

Sanayi uretimine iliskin Ağustos ayı rakamlarını anımsatan Baykal, sanayi uretiminin Ağustos ayında geçen yılın aynı dönemine göre yuzde 6,7, ''bundan daha önemli olarak'' geçtiğimiz Temmuz ayına göre yuzde 5.6 oranında gerilediğini ifade etti. Baykal, ''Sanayi uretim rakamları, krizin dip yaptığı umudunu destekleyici nitelikte değildir. ustelik vergi kolaylıklarına rağmen durum böyledir. Ekonominin biraz daha çalkalanacağı anlasılıyor. Bunlar kaygı verici manzaralardır'' diye konustu.

Baykal, mevcut iktidarın bulunduğu dönemde Turkiye gibi kalkınmakta olan Çin, Hindistan, Brezilya ve Arjantin gibi ulkelerin önemli basarılar elde ettiğini, Turkiye'nin dunyadaki uygun ekonomik ortamı değerlendiremediğini ileri surdu.

Turkiye'nin 2002 yılında kendisine benzer kosulları tasıyan 149 ulke arasında 29. sırada bulunduğunu, 2007 yılında 100. sıraya, 2009 yılında ise 136. sıraya gerilediğini belirten Baykal, ''Efendim (dunyaya bağlıyız, dunya sartları)... Bu 149 ulke Merih'te mi? Onlar da dunyanın içinde. Kriz seni etkiliyor da onları etkilemiyor mu? Onlar da krizi yasıyorlar, ancak buna rağmen kalkınmalarını surduruyorlar'' diye konustu.

Mevcut hukumetin göreve geldiği 2002 yılında Turkiye'nin G-20 ulkeleri arasında en hızlı buyuyen 3. ulke olduğunu dile getiren Baykal, 2007 yılında 9. sıraya, 2009 yılında ise 17. sıraya dustuğunu söyledi. Baykal, ''G-20'nin en hızlı daralan ulkesiyiz'' dedi.

Deniz Baykal, Turkiye'nin 1923-2002 döneminde savaslar, askeri mudahaleler, Kıbrıs harekatına rağmen ortalama yuzde 4.58 buyuduğunu, mevcut iktidar döneminde ise (2002-2009) çok uygun uluslararası kosullara rağmen 3.98 buyuyebildiğini kaydetti. Baykal, ''Ne kriz öncesini değerlendirebilmisizdir, ne krizi değerlendirebilmisizdir'' dedi.

Emekli maaslarına bu yılın ikinci yarısında yuzde 1,83'luk zam yapıldığını, buna karsın sekere yuzde 5.2, elektriğe yuzde 10, doğalgaza yuzde 2.5, akaryakıta ise her ay zam yapıldığını anlattı.

''AKP, hasta olmayı da vergilendirmeye basladı'' diyen Baykal, insanların hastalığının bedelini devlete ödemek zorunda bırakıldığını, doktora gidebilmek için katkı payı ödenmesi gerektiğini anlattı.

CHP Genel Baskanı Deniz Baykal, Basbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görusmesinin, ''gizli, saklı göturulecek bir is olmadığını'' ifade ederek, ''Sen İmralı'nın gönderdiği yol haritasını saklıyorsun, kendi yol haritanı niye milletten saklıyorsun? Senin yol haritanı milletten saklamana biz yardımcı olmayız. Biz o yol haritasını ortaya çıkartmaya çalısıyoruz'' dedi.

Baykal, partisinin TBMM Grubunda, Basbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği cevap mektubuna iliskin değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan'ın mektubuna yazdığı kapsamlı cevapta, dusuncelerini bir kez daha ortaya koyduklarını belirten Baykal, bir Basbakan'a ''gelme'' demenin, devlet sorumluluğuyla, siyaset anlayısıyla ve demokrasi dusunceleriyle bağdasmadığını vurguladı.

Baykal, '' Ama zannetme ki sen kafandakini bana kabul ettirebilirsin. Senin ne yapmak istediğini de biliyorum. Nelerin seni yönlendirdiği biliyorum. Gel bir defa buradan anlatayım dedim. Bu tabi önemli bir bulusma. Turkiye;nin geleceğiyle ilgili önemli bir tartısma'' diye konustu.

CHP Lideri Baykal, ''Terörist basının, avukatıyla (Bu açılım, Mustafa Kemal Ataturk'un yaptığıyla es değer bir istir) dedi. su anlamda doğru, (Ataturk bir milli devlet kurdu, simdi biz o milli devleti çözme mucadelesi yapıyoruz) demek istedi'' dedi.

Baykal, Basbakan Erdoğan ile yapacağı görusmeyi, ''önemli bir bulusma, Turkiye'nin geleceğiyle ilgili çok önemli bir tartısma'' olarak nitelendirdi.

''TARİHİ GÖRusME OLACAKTIR''

Erdoğan'ın, kendilerinin dusuncelerini bile bile 'Gelelim, konusalım' dediğini belirten Baykal, bunun kapalı kapılar arkasında olmayacağını söyledi.

Baykal, sözlerini söyle surdurdu:

''Kafa kafaya verip, toplumun bilgisi dısında, kimin ne söylediği belli olmadan, 'onunla da konustuk, onu da dinledik' diyerek, bildiği yolda devam etmesini fırsat verecek sekilde değil. Bu görusme önemlidir, tarihi bir görusme olacaktır. Hepimiz tezlerimizi ortaya koyacağız.

Bizim dusuncemizin arkasında, Turkiye'nin tarihi, sosyolojik gerçekleri var, çok ciddi bir toplumsal bekleyise cevap vermek uzere, biz orada görev yapacağız. Milletin, iki genel baskanın, bu konuda ne dusunduğunu, birbirlerine ne söylediğini, söylenen her söze öburunun ne cevap verdiğini bilme hakkı vardır. Turkiye'nin nereye doğru suruklenmekte olduğunu, vatandaslarımız bu bulusmayı izledikten sonra daha doğru değerlendirecektir. Musaade etsin de Sayın Basbakan, onun yaptığı yanlıslıkları yuzune karsı söyleme fırsatını bulayım. Eğer bizim söylediklerimizde yanlıs varsa, o da benim yuzume karsı söylesin, cevabını vereyim. Böyle bir bulusmayı talep etmekten daha doğal ne var. ''

''BİZ YARDIMCI OLMAYIZ''

Baykal, milletin bu bulusmanın iç yuzunu öğrenme hakkının bulunduğunu, çok önemli bir dönum noktası olduğunu ifade etti. Baykal, böyle bir dönum noktasında, iki kisinin kapalı kapılar arkasında, ulkenin geleceğiyle ilgili çok önemli bir tartısmayı, karsılıklı nezaket göruntuleri içinde milletten saklayamayacağını söyledi.

Erdoğan'ı, buyuk bir nezaket ve saygıyla CHP Genel Merkezinde ağırlayacaklarını vurgulayan Baykal, sunları kaydetti:

''Kamuoyumuz, bu tartısmayı mutlaka gerçeğiyle öğrenme sansına sahip olacaktır. O anda öğrenmeyebilir. Basbakanın, (Çok sıcak bir tartısma içinden geçiyoruz, musaade edin, bunu daha sonra değerlendiririz) demesini anlayısla karsılarım. Ama, bizim ve onun ne söylediği kayıtta olmalıdır. Gunu geldiğinde, milletimiz onun iç yuzunu öğrenebilmelidir. Bunu yok sayarak, 'o öyle söyledi, bu böyle söyledi...', Çıktığında birisi demeç verecek, karsılıklı nezaket, iltifatlar içinde gerçekler saklanacak. Böyle bir sey olabilir mi? Gizli gerçeklestirilmis bir bulusmanın, siyasi hayatımızda ne gibi kaygılara, spekulasyonlara yol açtığı, son aylardaki deneyimimizle ortadır. Böyle bir olayı bir daha yasayamayız.

Sayın Basbakan, dusuncelerinin millet tarafından öğrenilmesinden niye kaçacak? Ben dusuncelerimin, millet tarafından öğrenilmesinden kaçmıyorum. Söylediğim sözumun sorumluluğunu, milletime, tarihe ve geleceğe karsı ustleniyorum. İnanıyorum Basbakan da bu konudaki dusuncelerinin kayda geçirilmesinden, zamanı geldiğinde millet tarafından öğrenilmesinden korkmayacaktır, korkmamalıdır. Eğer, millet tarafından öğrenilmesi, Basbakan için sakıncalı olacaksa, o zaman is basından itibaren yanlıstır, temeli yanlıstır. Bazı çevreler, (aman gitme, gelme) diyorlarmıs. Basbakan'ın buna itibar etmeyeceğini, Kasımpasalı siyaset adamı olarak, bu konuda, bizimle bulusmaktan çekinmeyeceğini dusunuyorum. Basbakan'ın yaptığına inandığımız yanlısları dile getireceğiz, bu konuda sorular soracağız. Gizli, saklı göturulecek bir is değildir. Sen İmralı'nın gönderdiği yol haritasını saklıyorsun, kendi yol haritanı niye milletten saklıyorsun? Senin yol haritanı milletten saklamana biz yardımcı olmayız. Biz o yol haritasını ortaya çıkartmaya çalısıyoruz.''

CHP Genel Baskanı Deniz Baykal, iktidarın, ''yanlıs kıble seçtiğini'' ileri surerek, ''Açılımı PKK'ya değil, bölgede yasayan Kurt kökenli vatandaslarımızla yapın'' dedi.

Baykal, partisinin TBMM grubunda yaptığı konusmada, Turkiye'nin Ermenistan ile imzaladığı protokollere iliskin değerlendirmelerde bulundu.

Gizlilik içinde diplomasi yurutulduğunu, kimseye haber vermeden İsviçre'de muzakereler yapıldığını savunan Baykal, imza töreninin, Minsk Grubunun denetiminde gerçeklestirildiğini söyledi. Baykal, Minsk Grubunun görevinin, Azerbaycan ile Ermenistan arasında sorunların çözumu olduğunu belirterek, ''Minsk Grubu, Ermenistan Sınır Kapısının açılmasına yönelik sergilediği gayreti, zamanı, enerjiyi, Karabağ sorunu dolayısıyla Azerbaycan topraklarının isgalinin Ermenistan tarafından sona erdirilmesi için harcasaydı, bugun daha farklı noktada olmaz mıydık?'' diye sordu.

Baykal, ''Sizler guçlu ulkelersiniz, Turkiye ile Ermenistan'ı bir araya getirip, 'hadi uzatmayın' diye, imzaya surukleyerek, Kafkaslar'da barısı sağlamada önemli bir adım attığınızı dusunuyorsunuz. Eğer Kafkaslar'da barısı sağlamak istiyorsanız, bu isgale bir son verin'' dedi.

Hukumetin, ''Ermenistan ile aramızdaki sınırı açmayı su sartlarda kabul ediyorum'' deyip, imza attığını, simdi ise ''Bu benden ibaret değil, 'Hukumet olarak evet' dedim, ama bir de Meclis var'' söylemini kullandığını öne suren Baykal, ''Sen 'evet' dedin mi? 'Ben dedim, ama öburleri der mi bilmiyorum' Sen samimiyetle dediysen, öburleri der, çunku senin çoğunluğun. Ben, 'samimiyetle dedim mi demedim mi tam belli değil' Böyle bir tablo olur mu? Uygun bir zamanda, Meclis de herhalde bu konuda ikna edilebilir, edilecektir. Onu bekliyoruz'' diye konustu.

''HANGİ BASKILAR SEFERBER EDİLİRSE EDİLSİN''

Baykal, Ermenistan'ın, Azerbaycan'daki isgaline son vermek zorunda olduğuna dair hiçbir değerlendirmesinin bulunmadığını belirterek, bunu telaffuz bile edemeyenlerden, makul bir surede bunun gereğini yapabileceğini umut edemeyeceklerini söyledi.

Bu tablonun, alıstıkları bir tablo olduğunu dile getiren Baykal, örnek olarak 12 Eylul sonrasında Rogers Planı, Katma Protokol ve Annan Planı'nın imzalanmasını gösterdi.

Baykal, barıs ve kardeslik istediklerini, bunun için de yapılması gerekenlerin belli olduğunu ifade ederek, bunun basında, Ermenistan'ın, Azerbaycan'daki isgalinin sona ermesi geldiğini söyledi. Baykal, ''Bu ortadan kalkacaktır, elbette Turkiye, Ermenistan ile sınırını açacak, diplomatik iliskilerini kuracaktır. Ama bunların hepsi, birlikte, paralel olacaktır. Kimse aldatılmayacaktır'' dedi.

Azerbaycan'ın Kafkasya'daki önemine isaret eden Baykal, ancak AB'nin, bunu yeterince anlamadığını söyledi. Baykal, Azerbaycan'a karsı haksızlık yapmalarının tasavvur edilemeyeceğini belirterek, ''Turkiye'de, bu imzalara rağmen, önumuzdeki dönemde hangi baskılar seferber edilirse edilsin, böyle bir yanlıslığa TBMM'yi kimsenin alet edemeyeceğine guvenmeye devam ediyorum'' görusunu dile getirdi.

''KOMPLEKSLERLE DOLU BİR PROJE''

CHP Genel Baskanı Deniz Baykal, ''demokratik açılıma'' iliskin de değerlendirmelerde bulundu. Baykal, ''Kurt açılımından'', ''Milli Birlik açılımınına'' gelinmesinin, projenin, ''tutarsız, içi bos, kamuoyunun dalgalanmalarına tabi, iyi dusunulmemis, komplekslerle dolu bir proje'' olduğunu ortaya koyduğunu öne surdu. Baykal, ''Kendine guvenen bir proje adını değistirir mi?'' diye sordu.

Ulusal butunluğu sarsıcı uygulamanın, surecin adına ''milli birlik sureci'' denilerek, örtbas edilemeyeceğini, bunun yetmeyeceğini, anlayısın değistirilmesi gerektiğini savunan Baykal, ''Bu açılımla kim tatmin edilmek isteniyor? Bu açılımla ne yapılmak isteniyor? İktidar çözumu nerede arıyor?'' sorularını yöneltti.

Baykal, sunları kaydetti:

''Eğer çözumu, bölgede yasayan insanın, bekleyisinde arıyorsan; o insanların ne istediğine bakacaksın, sorunlarının, sıkıntılarının, taleplerinin ne olduğunu dinleyeceksin. O bölgede yasayan insanların talepleri; Turk milletini etnik temelde ayrıstıralım, ayrıstırma pesindeyim, bunun gereği neyse yapalım, okullarımızı, dillerimizi ayıralım, yönetimlerimizi ayıralım mı? Hiç böyle bir sey yok. O insanlar, kendilerine ve çocuklarına is, çocuklarına kaliteli eğitim istiyor. İktidarın, bölgede yasayan Kurt kökenli insanların gerçek gundemine, taleplerine yönelik olarak onları kavramaya, kucaklasmaya, onların dıslanmıslık duygusundan kurtarılmasını sağlamaya, Turkiye'nin tumunun bir parçası olduklarını daha da çok hissetmelerini sağlamaya önem veriyorsa, yapması gereken seyler ayrıdır. İktidar, 'bizi kaynastırmayı bırak, ayrısmamıza giden yolda, yeni açılımlar sağla' diyen çevrelerle, bir uyum, uzlasma arıyorsa, onlar yoluyla bu konuyu çözmeyi dusunuyorsa, onları Turkiye'den koparmaya çalısan çevrelerin taleplerini dikkate alır, ona göre yol çizer.

Benim görduğum, iktidar bilerek, bilmeyerek, yanlıs kıble seçmistir. Açılımı PKK'ya değil, bölgede yasayan Kurt kökenli vatandaslarımızla yapın.''

Baykal, Turkiye'de teröru yönlendiren, gerçeklestiren, planlayan, bu konularda kendini söz sahibi kabul eden terör merkezlerle uzlasarak, bu çevrelerin istediklerini karsılamaya gayret ederek, mutabakat arayarak, açılımın yapılmasının, teröru sona erdirmeyeceğini, bölgedeki Kurt kökenli vatandasların sorununa çözum olamayacağını söyledi. Baykal, bunun, terör odağının guçlenmesine, bölgede söz sahibi olmasına yardımcı olacağını belirtti.

''AÇILIMIN İÇYuZu''

Açılım paketinin içinde Anayasa değisikliği olup olmadığının önem tasıdığını dile getiren Baykal, bölgede yasayan Kurt kökenli vatandasların, Anayasa değisikliği konusunda talebi bulunmadığını söyledi. Baykal, ''Bu açılımın temel ilgi konusu, terör yapan çevrelerin kafasındaki projelere yesil ısık yakmaktır. Basbakan, Anayasa değisikliği uzun dönemde de olsa gundemde dediği surece, hiç kusku yok ki bu açılının arkasında PKK'yı arayanlar, haklı olacaktır'' dedi.

Baykal, Basbakan Erdoğan'ın, ''Anayasa değisikliği masada'', ''biz politikamızı hazmettire hazmettire uygulayacağız'' açıklamalarının, açılımın içyuzunu ortaya koyduğunu öne surdu.

Deniz Baykal, sözlerini, ''Basbakan, 'hepsini simdi söyleyemem, proje tehlikeye girer, vatandas kabul etmez. Ama simdi kazanın altındaki suyu ısıtmaya basladım, kurbağa da içinde. Yavas yavas ısıtacağım, hemen fokur fokur kaynatmayalım, sıçrar kurtulur' diyor. Sen, öyle diyorsun, bir sen mi akıllısın, bir senin mi aklın eriyor bu islere? Butun bunları sen planlayacaksın, Turkiye'de senin çizdiğin, uygun görduğun istikamette adım atacak, yuruyecek. Yok öyle sey'' diye tamamladı





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+